Yeni "Çankaya Savaşları"na hiç gerek yok!

A -
A +

Yazının başlığı bazılarına biraz sivri gelebilir. Ancak bu ifadeyi, sadece bugün için değil, aynı zamanda geçmişte yaşananları da hatırlatmak maksadıyla kullandım. Zira Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne dek, cumhurbaşkanlığı postu, hep gizli-açık sert mücadelelere konu olmuştur... (Abdullah Gül'ün görev süresi kaç yıl olacak?) tartışmaları başladığı zaman, bu köşede; "Köşk seçimi 2014'te olacak" diye, kesin bir hükümle yazı yazdım. Hayli uzun süren ve temelde gereksiz ve çoğu kere sığ tartışmalar, nihayet Anayasa Mahkemesi'nin verdiği son kararla, kısmen sona erdi. Fakat Mahkemenin kararı, yeni bir tartışmaya kapı açtı. Sayın Gül'e tekrar aday olma yasağı getiren, geçici kanun maddesinin iptal edilmesi, siyaset arenasında yepyeni hesaplar yapılmasını tetikledi. Başbakan Erdoğan'ın, parti tüzüğü gereğince; dördüncü kez milletvekili seçimlerine girmeyeceğini kesin olarak söylemesi, onun Cumhurbaşkanlığına adaylığını açıklaması gibi algılanıyor. Buradan yola çıkılarak, 2014 ve 2015 yılları için, hem AK Parti liderliği ve başbakanlık, hem de cumhurbaşkanlığı postları için arayışlar hız kazandı. Erdoğan sonrası için, AK Parti'nin durumu; sadece iktidar kanadını değil, muhalefet kesimini de çok yakından ilgilendiriyor. Açıkçası AK Parti'de pişecek aştan bize de düşer mi, hesapları yapılıyor... Öyle ya, iktidar partisinde kartlar yeniden karılırken; doğabilecek zaaftan, herhangi bir çatlama ve kopmadan, bir şekilde yararlanmak için alesta bekleyenlerin az olmadığı, herkesin malumu!.. Şu ana kadar, Abdullatif Şener olayı hariç, parti bünyesinde bir kopma ve bölünmeye işaret edecek durum yaşanmadı. Bu aslında AK Parti'deki birlik ve bütünlüğün de göstergesi. Ancak her zaman her şey sütliman olmayabilir... Mesela: Gül'ün görev süresi ile ilgili tartışmalarda, parti içinden yükselen bazı seslerin, kimilerini epeyce rahatsız ettiği de bir vak'a. Nitekim Sayın Gül de, bu rahatsızlığını, çeşitli vesilelerle izhar etmişti. Şimdi de, Cumhurbaşkanlığı adaylığında, Gül ve Erdoğan birbirine rakip olur mu? 2014'ten sonra, Gül tekrar AK Parti'ye döner mi? (Elbette başbakan olmak üzere...) Yahut Erdoğan'ın halefi kim olur, kim olmaz değerlendirmeleri gırla gidiyor. Cumhurbaşkanının Basın Başdanışmanı Ahmet Sever'in, Vatan'dan Ruşen Çakır'a yaptığı açıklamalar, epeyce toz kaldıracak gibi... Zira ilk defa, 2014 ve sonrası için, Abdullah Gül cephesinden bu kadar açıkça bir tavır belirleniyor. Her ne kadar Sever'in beyanları, kişisel bir değerlendirme gibi yansıtılmaya çalışılıyorsa da, Gül'ün genel onayı olmadan, Ahmet Sever'in böyle bir açıklama yapması mümkün değil. Burada rahatsızlığa sebep, şüphesiz bazılarının Sayın Gül üzerinden, kendi kendilerine hesaplar yapmasıdır. Gül'ün tekrar aday olup olmaması veya Parti'ye geri dönmesi ayrı mevzu... Özetlersek, belki bazıları bekleyebilir, ama bize göre Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında, bir koltuk kavgası çıkmayacaktır. Yakın geçmişe, 2002 ve 2007'deki karşılıklı fedakârlıklara bakıldığında, ikisi arasında nasıl bir "centilmenlik sözleşmesi" olduğu derhal anlaşılır. Hüseyin Çelik'in de dediği gibi, kavga bekleyenlere buradan onlara ekmek çıkmayacak!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.