Dilekçe...

Bu zarif komedi, bu yaşadığımız olaylar zincirinde, herhangi bir insanın hazin-gerçek yansımasıdır. İstanbul'un bir semtinde, bu semtin de bir köşesinde... Bu mekânı, enine-boyuna genişleyerek herhangi bir isim verebilirsiniz Neyzen Tevfik'in işaret ettiği gibi, numarasız gözlük.. Herkese uyar türünden. Kimi çerçeve içine alırsanız, aradığınız kişi de olur. Tıpkı Çetin Altan'ın bir toplantıda, verdiği cevap misali. Altan, vâki bir soru üzerine, mealen şeytanın her gör dediğini yazmak için zaman az gelir. Gelelim bu oyuna. Şimdi, kesin bir tarih hatırlayamadık. Ama, oyunu hatırladık. Saatleri Ayarlama Enstitüsü tam anlamıyla, bütün boyutlarıyla tam bir Çetin Altan, Özen'in, evvemâ kişilerin karakteristik yapısı takdim ediliyor; sonra klasik düğüm... Tabii Çetin Altan sunduğu çerçeve içinde, sonra yorum ve sonuç. Necmi Efendi bir devlet kuruluşundan alacağı olan parayı almak üzere gelir. Ve mükemmel bir komedinin görüntü ve diyalogları da başlamış olur. Kişiler ilk görünüşleriyle birer "Suret-i Hak" görüntüsündedirler. Ama zaman geçtikçe, diyaloglar derinleştikçe oyundaki kahramanların gerçek kimlikleri de aşikâr olur. Devreye Müdür Bey de girer. Bütün örtüler kalkar. Sonunda bir memur gerçek kimliğiyle ortaya çıkar. Velhasıl Çetin Altan kendine özgü başlangıç ve sona varışla hicvini yapar. Zaten "bir metrelik değeri" olmayan kişiler bir "ibret görüntüsü" olarak gerçek yüzleriyle belirirler. Emeği geçen bütün dostlarımı yürekten kutluyorum.