Hiç unutmam: Büyük yazar Refii Cevat Ulunay'la, yıllarca önce Gazeteciler Cemiyeti'nde tesadüfen karşılaşmış, birkaç arkadaşla sohbet ediyorduk. Konu aşk ve meşkti. Bir arkadaş, "Üstad, aşk mı meşk mi?" diye sordu. Ulunay'ın cevabı bir yankı gibiydi: "Bu iş zaman durumuna ve bir de titreşime bağlı, anladınız mı?" ... Yunus Emre Tiyatrosu'nda mükemmel ve muhteşem bir komediyi, zaman zaman kahkahadan boğulacak kadar bir fırtınada seyrettik ve hocamızı hatırladık. Hikaye çok basit. Ondokuz yıllık evli olan Felix ve Trut'un hayatlarından bir kesiti anlatıyor. Trut ve yakışıklı kocası bir ziyaret için hazırlanırlar. Ancak Felix bu davete pek istekli değildir. Sebep, muhayyel veya gerçek bir kadının davette bulunma ihtimalidir. Karı-koca evvela giyecekleri elbise için tartışırlar. Birinin beğendiğini diğeri beğenmez. Tartışma sürer gider. Oyunun ikinci perdesinde aradan ondokuz yıl geçmiştir. Fakat karşılıklı sevgi artarak sürmüştür. Önce biri diğerini kıskanır, daha sonra da kıskanılan diğerini... Oyun beklendiği gibi mutlu sonla biter. Bu oyunu izlerken zaman zaman gerilere döndük. Kah güldük, kah ağladık. Aklımızda ve yüreğimizde kalan kahkaha ve hüzün oldu. OYNAYANLAR VE REJİ: Şunu samimiyetle söylemek bizim için bir borçtur. Son yıllarda izlediğimiz komedilerin belki de en güzeli. Bunalım dolu günlerimden kısa bir süre de olsa kopmak için bu oyun görülmelidir. Felix rolünde Mümtaz Sevinç, Trut rolünde Gül Onat, güzel bir dekor eşliğinde çok başarılı bir oyun çıkarıyorlar. İki sanatçıyı da yürekten kutlarız. Yazan: Martin Waser, çeviren: Hale Kuntay, ışık: Murat İpek, koreografi: Mikel Vithi, yönetmen yardımcısı: Cihan Bekarlı, efekt: Günsel Yılmaz... Son sözümüz: Yönetmen Orhan Alkaya mükemmel bir reji ile oyunu sahneye taşımış. Onu da yürekten kutlarız.