Profilo'nun çok şık ve mükemmel sahnesinde bir çift TERLİK'in serüvenini izlerken yıllar evveline döndük: Onbeş-yirmi yıl kadar önceydi.. Belki de birkaç yıl daha eksik veya fazla. O yıllarda, Bakırköy, böylesine imar çılgınlığına henüz kapılmamıştı; birkaç yazlık "sinema" vardı. Gene zaman zaman bu yerlerde tiyatro da izlerdik. Hemen hemen her topluluk oyunlar sunardı. İşte o yılların birinde; bir akşamüstü, birkaç genç, evime gelerek sunacakları bir oyuna davet etmek nezaketini gösterdiler. Artık gitmek gerekiyordu oldu... Oyunun hikâyesi çok basit, oynanışı da güzeldi. Çok genç, çok güzel bir kadın, genç bir adamla sözlüdür, evlenmek üzeredirler. Genç kadın, biraz gelişmiş koca namzediyle evlenmek istemez. Biraz da daldan dala konan bir yaradılışı vardır. Bu işe bir çare bulur. Başka yollar denemeye kalkışır... Oyun, bu çerçeve içinde gelişir ve bir süprizle biter. TERLİK'in yaşlı çapkını, çok genç ve çok güzel bir kızla birlikte yaşar. Genç kız, kocasına, bir başka terlik getirince adam, ayağına küçük gelen bu terliğin kime ait olduğunu öğrenmek de istemez. Olaylar gelişir. Terliğin ihtiyar çapkına ait olduğu anlaşılır. Vesaire, vesaire... Basit bir hikâye üzerine kurulan, sevimli, başarılı bir oyun. Oynayanlar ve reji Karısını seven, ama onun ne dolaplar çevirdiğine aklı "pek ermeyen" koca rolünde Şencan Güleryüz, kanımızca son derece başarılı bir tip çizdi.. Şaşkınlığı; hayreti pek güzel yorumladı. Oyunun yaşlı çapkınını da Erhan Yazıcıoğlu, yılların verdiği deneyimle, hikâyenin yapısına son derece uygun bir oyunla canlandırdı. Şehir Tiyatroları'nın bu çınarı, hayranlıkla izlendi. Eşi rolünde Ayşen İnci de, zaman zaman şaşıran, zaman zaman hayrete düşen eş rolünde iyiydi. Bizim için gecenin süprizi Doğa Rutkay'dı.. Seyrettiğimiz "ilk oyunu"ydu.. Daha başarılı olacağına inandığımız rollerde görmek ümidindeyiz. Gencay Gürün ve Orhan Azizoğlu'nun müşterek çevirileri de güzeldi. Nilgün Gürkan'ın dekoru, benzerine pek az tesadüf edilecek kadar üstün bir çalışmaydı. Oyunu, yıllardır tanıdığımız, aktör olarak yeteneğine yıllardır -gururla- tanık olduğumuz Can Gürzap'ın -bilmiyoruz- ilk tiyatro yönetmenliği miydi? İlk olsa da, oyuncular üzerinde hakimiyeti, oyunun dramatik yapısını zedelemeden, anlatımı da çok güzeldi. Bütün sanatçıları kutlamak isteriz. Oyunun yazarı Alan Ayckbourn bu oyunu daha evvel oynadı biliyoruz. Yıllarca evvel "Kirli Çoraplar" adıyla oynanan oyundaki benzerliğe şaşırdık. Ama bunun sadece bir tesadüf olduğuna yürekten inanıyoruz. Tiyatro Gencay Yazan: Alan Ayckbourn Türkçesi: Gencay Gürün- Orhan Azizoğlu Yöneten: Can Gürzap Dekor: Nilgün Gürkan Işık: Aytekin Paday. Oynayanlar: Erhan Yazıcıoğlu Ayşen İnci, Şencan Güleryüz, Doğa Rutkay.