Ankara'nın kaynadığını bilmemize hatta TOBB'un hükümeti istifaya davet etmesine rağmen, biraz daha "sabır" gösterilmesi gereğine inanıyoruz. Her şeyden önce; hükümetin yeni programı açıklamasına kadar beklemenin daha akılcı, daha yapıcı ve daha gerçekçi olduğunu kabullenmeliyiz. Tabii ki; krizin ağır faturaları altında ezilmeye başlayan çeşitli kesimlerden gelen feryatlara kulak tıkamamak gerekiyor. Geçen 50 gün Kamuoyu en çok, yitirilen 50 günün değerlendirmesini yapıyor ve hesabını istiyor. Yeni programın geciktirilmiş olmasından da yakınıyor. Çünkü, kriz gün geçtikçe daha çok ağırlaşıyor ve kendisini hissettiriyor. Böylece moraller bir türlü düzelmiyor, hatta örtülü bir panik hüküm sürüyor. Bu arada, hem borsa bir türlü gereken artışı gösteremiyor, hem de doların yükselişi önlenemiyor. Önlemler Piyasanın hatta halkın büyük bir kesiminin beklediği, doların bir an önce frenlenerek, makul bir kurun belirlenmesiyle özetlenebilir. Gerçekten de, esnafı şimdilik uzun vadeli iyileştirmeler pek ilgilendirmiyor. Esnaf, hükümetin bazı kolaylıklar sağlamasını ve alışverişin yeniden canlandırılmasını istiyor. Yani, gündelik hayatın rayına oturması, kısa süreli de olsa banka kredilerinin işletilmesi acil beklentilerin başında geliyor. Dileriz ki; Cuma günü açıklanacağı belirtilen yeni programın içinde, elle tutulur ve hemen yürürlüğe girerek, piyasaları canlandıracak önlemler bulunmuş olsun. Program, sadece uzun vadeli, çerçeve çizici veya hedef gösterici unsurları içeriyorsa, ne yazık ki, kargaşa ortamını daha da içinden çıkılmaz hale getirebilir. İşte, o zaman, hükümetin istifasını istemek icap ediyor. Yoksa, şimdiden istifa çağrılarında bulunmak, fayda yerine zarar bile getiriyor. Acele edİldİ Çok haklı gerekçelerine rağmen, TOBB'un hükümeti istifaya çağırması en azından 4-5 gün önce alınmış bir karar gibi görünüyor. Nitekim, TÜSİAD'ın şimdilik "beklemeyi" yeğlemesi bunu kanıtlıyor. Teknokrat kabine Çünkü; istifa çağrısının, hiçbir faydası olmayacağı uzmanlar, yetkililer ve hükümeti meydana getiren partilerin temsilcileri tarafından kesin bir dille ifade ediliyor. "Teknokrat kabine" ve bunun uzantısı "ara rejim"den bahsedildiği bir dalgalı ortamda, TOBB gibi etkili bir örgütün, hükümeti istifaya çağırması, işleri daha da belirsizleştiriyor. Ne var ki, programın açıklanmasından sonra, artık hiçbir olumsuzluğa tahammülümüzün olamayacağı da ortaya çıkıyor. İşte o zaman hükümette en azından bir revizyon beklentisi kaçınılmaz bulunuyor.