Her şey "sütliman" mı?

Devlet Bakanı Kemal Derviş'in, 14.3 milyar dolarlık kredi müjdesi olumlu etkilerini, piyasalarda icra ediyor. Gerçekten de; borsa yükselirken, döviz düşüyor, faizler de iniyor. İlk bakışta, gelişmeler, krizden çıkış için ümit veriyor. Ne var ki; bizzat Derviş'in belirttiği gibi, "Türkiye'nin derin bir kriz içinde" yaşadığı da unutulmuyor. DİKKATLER ÇEKİLİYOR Yani, yaşanan ağır ekonomik krizin sadece dışardan sağlanan 14.3 milyar dolar ve beklenen diğer yardımlarla tam olarak aşması mümkün görünmüyor. İç karartıcı, bu ciddi iddia; Türkiye'nin büyük bir tasarruf seferberliğinin yanısıra, iç kaynaklara yönelmesini gerektiriyor. Uzmanlar ve sorumluluk bilinci içindeki yetkililer buna önemle dikkat çekiyor. Özellikle dış çevreler, Meclis'ten çıkarılan 7 yasanın yanısıra diğer tasarıların da kanunlaşmasını ve hemen yürürlüğe girmesini ısrarla istiyor. ... VE DÜZENLEMELER Hatta; Dünya Bankası ve IMF yetkilileri, çoğu düzenlemelerin yenilenmesini bile şart koşuyor. Nereden bakılırsa bakılsın; Türkiye'nin esaslı bir değişimi hem de süratle gerçekleştirmesi bekleniyor. Tabii ki, şimdilik telaffûz edilmemekle beraber, "siyasi çatı"nın büyük değişikliklere uğramasının atmosferi hazırlanıyor. Yani, "derin ekonomik kriz"den kurtuluş çareleri arasında "siyaset" önemli yer tutuyor. Şimdi; ülkenin bu sefer "derin siyasi krize" sürüklenmemesi formatı, karşımıza çıkıyor. YENİ HÜKÜMET Böylesine kritik bir dönemde, Türkiye'nin yeni bir hükümet arayışına veya onun tabii uzantısı erken seçime hiç mi hiç tahammülü yoktur sanırız. 14.3 milyar dolar dış yardım bulmakla, her şeyin "sütliman" olduğunu veya olacağını sanmak, büyük yanılgılar doğuruyor. Her şeyden önce, bu aşamada, siyasi istikrarın da bozulmaması icap ediyor. Yoksa, "siyasi kriz" 14.3 milyar doları ve diğer dış yardım beklentilerini bir anda silip götürür. İSTİFA İLE YETİNİLMELİ Diyeceğimiz şudur ki, Enerji Bakanı Cumhur Ersümer'in istifasıyla yetinilmeli. Gerçi bu istifanın bile, olumsuz etkilerinin kolay kolay silinmeyeceği şimdiden ortaya çıkıyor. İçinde bulunulan "duyarlı" süreç, başka istifaların gündeme getirilmemesini icap ettiriyor. Dileriz ki, günlük politika bir yana bırakılıp, ekonomik krizden kurtulabilmenin yolları ardına kadar açılıversin. Bu aşamadan sonra, yara almış iktidara ve muhalefete çok ciddi görevler düşüyor.