Palandöken'in eteklerinden...

*Erzurum Alabildiğine stresli bir İstanbul akşamından, Palandöken'in eteklerine ulaşmak gerçekten de "huzur" verici oldu. Bu kış mevsiminde de; gereken veya beklenen miktarda "kar" alamayan Erzurum'da olabilmenin heyecanı bambaşka oluyor. Her şeyden önce, Palandöken'in şehrin siluetine hakim olan görüntüsü, insanı alıp nerelere götürmüyor ki... POLAT'IN RÜYASI Bizleri bu hafta sonunda, İstanbul'un gürültüsünden, bunalımlarından alıp götüren asıl sebep, İbrahim Polat'ın hizmete hazır hale getirdiği "Polat Renaissance Erzurum Hotel"in açılış töreni... Böylece İbrahim Polat'ın bir rüyası daha gerçekleşmiş oluyor. Geç vakit odalarımıza çekildiğimizde İbrahim Polat'ın samimi duygularını içeren bir mektupla karşılaşıverdik. BAŞARININ ÖYKÜSÜ Bir rüyanın nasıl başarıya dönüştüğünün kısa öyküsü burada yatıyor. "Değerli dostlarım, 50 yıllık iş hayatımda bana onur ve heyecan veren çeşitli yatırımları gerçekleştirdim. Ama inanın bana, 07 Nisan 2001 tarihinde açılışını yaptığımız otelimizin; inşaatından bugüne kadar olan her aşamasında ayrı bir haz ve heyecan duydum. Çünkü bu topraklarda yetişmiş bir kişi olarak en büyük hayalim, böyle bir yatırımı Erzurum'a ve Erzurumlulara kazandırmaktı. Ne mutlu bana ki bugün bu hayalimi gerçekleştiriyorum. Bu vesile ile yatırımımıza emeği geçmiş herkese sonsuz teşekkür ederim. Ve siz aziz dostlarım; ülkemizin içinde bulunduğu bu zor dönemde ülkemiz ve bölgemiz turizmine değer katacağına inandığımız Polat Renaissance Erzurum Hotel'imizin açılışı için buralara kadar gelerek yanımızda oldunuz. Nazik teşrifleriniz için en içten teşekkürlerimi kabul ediniz." KRİZDE ZAMANI MI? Kâr gayesinden ziyade, bir hemşehrilik borcu olarak, İbrahim Polat tarafından yapılan otelin açılışında konuşan Turizm Bakanı Mumcu'nun dediği gibi, bazılarının bu krizde böylesine otel açılışlarına ne gerek var gibi tepkileri olabilir. Ne var ki, krizlerin çözümü için, bu tür yatırımların ve açılışların "anahtar" rolü oynadığı da unutulmamalı. ERZURUM UNUTULMUŞ Açılışta dile getirildiği üzere, Erzurum'un her bakımdan ihmale uğradığı veya uğratıldığı gözle bile görülüyor. Oysa, dadaşlar şehrinin buna hiç mi hiç "müstahak" olmadığı da apaçık. Türkiye'de fakirleşen şehirlerin başında yer alan Erzurum'a, krizin bitimiyle birlikte, devlet ve özel sektör elinin uzanması gerekiyor. Yoksa, zirvesindeki azıcık karı ile şehre buruk buruk bakarcasına mağrur duran Palandöken gibi, dadaşlar da küsecek.