Şimdi de ‘ekonomi' hükümran...

A -
A +

Ekonomik krizin, Türkiye'deki bütün dengeleri alt üst ettiği yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Her şeyden önce, krizin; siyasi hayatımıza Kemal Derviş'i adetâ "ithal" ettiği anlaşılıyor. Sonra da, "yeniden yapılanma" rüzgârıyla birlikte, artık ekonominin, politikaya hükümran olduğu görülüyor. DERVİŞ FAKTÖRÜ Gerçekten de; eskiden siyasal konjonktüre göre dizayn edilen ekonomimiz, şimdi politikayı yönlendiriyor. Tabii ki; bu gelişmenin başmimarı, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş gösteriliyor. Böylelikle, Derviş'e, belki de ilerde çapını aşacak boyutta sorumluluklar düşüyor. Yani Derviş'in, bütün adımlarını çok dikkatli atması, demeçlerine hatta günlük yaşantısına özen göstermesi gerekiyor. POLİTİKAYA DOĞRU Ne var ki, Derviş'in ekonomiden, politikaya sıçrama girişimleri artık sezinlenmiyor, dikkatle ve ihtiyatla izleniyor. En azından; ekonominin egemenliği gün geçtikçe güçlenirken, Derviş'in koalisyonu meydana getiren partiler üzerinde tedirginlik doğurmaması bekleniyor. Krize radikal önlemler alınırken, Derviş'in ekonomiyi, siyasete monte etme çabalarının, yeni bunalımlar getirmesinden de korkuluyor. Her ne kadar; Derviş, gönlünde yatan siyaset ateşini, şimdilik resmen açıklamıyor, hatta zaman zaman tekzip ediyorsa da, bu girişimlerin ucunda yeni bir siyasi oluşumun olduğu sanılıyor. Kim ne derse desin; geniş halk tabakaları ve medyanın büyük bölümünde, Derviş'in şu veya bu şekilde, siyasete atılacağı beklentisi gün geçtikçe oluşuyor. Üstüne üstlük, Derviş'e büyük umutlar da bağlanıyor. Ancak, Derviş'in daima gözeteceği, gayet hassas dengeler de bulunuyor. YIPRATMA SÜRECİ Siyasi dengelerin göz ardı edilmesi halinde, Derviş'i yıpratma süreci, bir anda kendiliğinden başlar ve nerede biteceği bilinmez. Nitekim, Derviş'in çeşitli görüş, davranış ve girişimlerinden haklı veya haksız tedirginlik duyulup, belki de, bir korunma iç güdüsü ile, zaman zaman "yıpratma" düğmesine basılıyor. Dün de belirtmeye çalışmıştık: Türkiye'de sanki "Derviş sendromu" yaşanıyor. Öncelikle, bu sendromdan süratle kurtulmamız icap ediyor. DENGE SAĞLANMALI Bu arada; ekonomi ile siyaset birbirine paralel olarak gelişmeli, birbirinin itici gücü olmalı. Çünkü, ekonominin üstünlüğü uzun süre devam ettirilirse, siyasetin önce savunmaya sonra da taarruza geçmesi kaçınılmaz bir durum arz ediyor. Ekonomi ile politika arasındaki uyum daha da "makas" açarak zayıflarsa, bunun faturasının yine geniş halk tabakalarına kesileceği de unutulmamalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.