Aileler uyuşturuluyor

A -
A +

HAZIRLAYAN: M.Kurtbay ÖNÜR -3- Röportajlarımız sırasında genç, yaşlı demeden bir dizi fikir aldık. Konuyu yerli dizilerden açtık ama mevzu televizyona geldi çattı. Televizyon hakkında enteresan tabirler kullanıldı. 'Tüketmeye zorlayan şeytan kutusu!..' 'Bebeleri reklam lisanıyla şakıtan illüzyon aleti', 'Kadınlarımızda fütursuzca tüketim isteğini kamçılayan araç!', 'İnsanın beynini pelteleştiren, cebini söğüşleyen kapitalist hipnoz vasıtası' diye herkes açtı ağzını, yumdu gözünü. Dizimiz sona ererken, sorularımızı son defa yönelttik vatandaşa, çok da ilginç yorumlarla karşılaştık. Aileler uyuşturuluyorÇOCUKLARA İYİ ÖRNEK YOK! Fatih Üniversitesi Sosyoloji uzmanı Doç. Dr. Ali Murat Yel: "Dizi ve programlara bir bakın. Nerede, boşanmış, eşinden ayrılmış, sadece çocuklarıyla hayatını sürdüren, nikahsız yaşayan, sözüm ona kendi başına yetinen veya ayakları üzerinde durabilen kişiler varsa bunlar örnek teşkil ediyor. Ya da aile yapısını baltalayan ilişkiler parmakla gösteriliyor. Yozlaşıyoruz, izleyicilere; arzu edilmeyen davranış modelleri sunuluyor. Bu sunumları tetikleyen kaynak noktası var. Ama çok uzun bir hikâye. Son yıllarda hızlanan dejenerasyon toplumsal hayatı riske soktu. Dizilerin tiryakisi olan erkek, kadın, genç ve çocuklar her gün kanallardaki dizi furyası ve aptalca programlarla uyuşturuluyor. Dizilerde sıkca görünen ensest ilişkilere varan yakınlaşmalar ve bunlara normal bir hava verilme çabası, herkesi rahatsız ediyor. Televizyon içerikli yayınlar, ahlaki yapıyı çökertiyor. Zaten insanımızda hoşgörü kalmadı. Din ve vicdan terbiyesi de olmayınca, merhamet ve şefkat duyguları ortadan kalktı. Küçücük çocuklar, uyuşturucudan tutun da, her türlü gayri ahlaki işe bulaşıyor. Sürekli pompalanan, bize ait olmayan bir kültür empoze ediliyor. Buna son verilmeli!.. Aileler uyuşturuluyorİZDİVAÇ FURYASINA NE DEMELİ! İrem Akın oldukça zeki ve otoriter bir genç, kendisine televizyonlar ve yerli dizilerdeki, 'feci' durumu hatırlattığımızda, önce bir 'insan hak ve özgürlükleri' konusunda nutuk dinliyoruz. Neyse ki Venedik Kriterleri'ne gelmiyor mevzu. Yasaklara karşı olduğunu üstüne basa basa söylüyor. - Yerli Diziler!... - Herkes istediğini seyredebilmeli. - Prime time'da!.. - Hiçbir şey yasaklanmamalı. - Yani herşey sınırsız mı olmalı? Hayır!.. Televizyondaki herşey zararlı değil. Elbette zararlı var ama halka doğru tercih yapmayı öğretmeliyiz. Öncelikle diziler yetişkilerin seyredeceği saatlere alınmalı. Çocuklar konusunda ikazlar yapılmalı. Sorun herkese (elle megafon), "Hey ne izliyorsunuzzz?", Cevap: "Aşk-ı Memnu izliyoruzzzzz!" İşte gördünüz... Başka seçenek yok... Elbette daha iyi programları hakediyoruz. Ama televizyon yayıncılığı ortada, yani bütün suçlu seyirciler mi?... Hep aynı noktaya kilitleniyoruz, evlilik furyası, tuhaf yarışmalar, seriye bağlamış 100 bölümlük diziler. Bu kısır döngü sona ermeli. Çeşitlilik olursa, tercihler oluşur. Aileler uyuşturuluyorSeyirci muhakeme etmeli!.. Ece Doğan, hep yapımcılara değil, biraz da seyirciye kızalım dedi ve ekledi: "20 yaşındayım, neyse ki ailemden sosyal ve kişisel olarak iyi eğitim aldım. Normal bir hayat yaşıyorum. 'Zengin olayım, daha şöhrete kavuşayım. Kolay para kazanayım' diye düşünenler bu dizileri zevkle seyrediyor olmalı. Biz de izliyoruz. Ama aynı şekilde etkilenmiyoruz. Bu dizilerden etkilenenlerde 'eğitim eksikliği var' tespiti de eksik oluyor. Şuurlu seyirci iyiyi ve kötüyü muhakeme etmeli. Biz üniversite mensubuyuz. Öğrenciyiz. Eğitimli bir kitleyiz. Ama Aşk-ı Memnu, Yaprak Dökümü ve Ezel'deki gelişmeler, kampüste, kantinde ders arasında bile konuşuluyor. Hayali senaryolar, neden gerçek hayatla bu kadar bağdaşıyor? Dizilere konu olan romanlardaki karakterler, televizyonda toplumumuza uymayan görüntülerle sahneleniyor. Değiştirilen kurgular, Reşat Nuri Güntekin ve Halit Ziya Uşaklıgil'e de hakaret anlamına geliyor. Diziler çıtayı da, kırmızı çizgiyi de aştı. Umarım birilerinin kulağına kar suyu kaçmıştır" Aileler uyuşturuluyorAŞK-I MEMNUN DEĞİLLER! Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'na (RTÜK) en çok şikayet yerli dizilerden gelirken, bu diziler arasında ilk sırayı "Aşk-ı Memnu'' dizisi aldı. İzleyicilerin yerli dizilerle ilgili en fazla öne çıkan şikayet gerekçesi, "Türk aile yapısı ve ahlâka aykırılık, çocukların korunması'' oldu. RTÜK'ün, ''444 1 178'' iletişim merkezi ve web sitesine, izleyiciler tarafından 2009 yılının 9 aylık döneminde toplam 48 bin 601 başvuruda bulunuldu. Yapılan şikayetlerde yerli diziler ilk sırayı aldı. Yarışmalar, reklam kuşakları, eğlence programları bunları takip etti. Şikayetler arasında ilginç tepkiler de vardı. En çok şikayet edilen yerli dizi, 'Aşk-ı Memnu'yu, 'Kurtlar Vadisi', ve 'Tek Türkiye' izledi. Yerli dizilerin tamamı hakkındaki şikayetlerin yüzde 25'i, sadece 'Aşk-ı Memnu' dizisine geldi. BİTTİ

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.