6000’lik borsada ne yapılabilir?

Sesli Dinle
A -
A +

Borsa İstanbul’da BİST100 endeksi geçen haftayı yaklaşık %7,5 primle 6187 puandan tamamladı. Böylece günlükte ve haftalıkta tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirdi. Geçen hafta endeks aynı zamanda 6223 seviyesini test ederek tüm zamanların rekor seviyesini gördü.

 

Açıkça söylemek gerekirse, yaklaşık son 7 haftada 4400’lerden 6200’lere doğru hareket, yüzde 40’a yakın bir getiri gibi gözükse de; bu dönemde kurlarda yaşanan yüzde 30’luk artış, borsadaki bu yükselişin değerini de düşürdü. Şöyle ki döviz bazında endeks, kur yükselişi sebebiyle yine 200 dolar sınırına kadar geriledi. Oradan verdiği tepki ile son kapanışı itibarıyla, 200 günlük ortalamanın bulunduğu ve kritik öneme sahip 235 dolar seviyesinin hemen üzerine yerleşebildi. Yıl içinde 300 dolar üzerini test eden endeks, böylece dolar bazlı yıllık yüksek seviyenin de yaklaşık yüzde 35 gerisine düştü.

 

Kurlarda çok fazla gerileme beklenmediğinden, borsa yine TL bazlı artış ile bu açığı kapatmaya çalışacak gibi görünüyor. Nitekim rekor seviyelere yükseliş ve kâr satışlarının seans içlerinde kısa sürmesi, bunun işaretlerini bize veriyor. 26,00 TL dolar kurundan bile değerleme yapıldığında, borsanın 300 doları görmesi demek, 7800 puana varabilecek yükselişlerin yaşanabilmesi anlamına geliyor. Mevcut şartların dışında öngörülemez bir olumsuzluk yaşanmadığı sürece endeks için teknik olarak 5700 seviyesinin bir taban vazifesi görmesini bekleyebiliriz.

 

 

 

BİLANÇOLAR BAŞLARKEN…

 

 

 

Peki 6000’lik borsada yatırımcı ne yapacak? Yükselmiş bir borsa ile karşı karşıya olmak, ekstra seçiciliği gerektiriyor. Bilanço sezonu 21 Temmuz’da başlıyor. 2. çeyrekte ciro ve kârlılık oranlarında; talep tarafındaki bir miktar zayıflama ve dezenflasyonun devamı ile beraber “yavaşlama” kaydedilebilir. Ancak kur etkisi sebebiyle net döviz pozisyonu “artı” olanların ve ihracatçı şirketlerin kârlılık oranları daha iyi gelebilir. Pozitif ayrışma gösteren otomotiv ve havacılık sektöründe güçlü sonuçlar beklenebilir. Talep ve enflasyonist fiyatlama problemi yaşamayan gıda, perakende, giyim gibi sektörlerin öne çıktığı görülebilir. Dolar bazında endeksin düşük seviyelerde yer alması da “ucuzluk” algısı neticesinde hisselere ilgiyi canlı tutabilir. Zaten BİST100’ün F/K oranının da 6,0-6,5 bandında, emsallerinin altında ve iskontolu görünümünü koruduğu görülüyor. CDS risk primini önemsiyoruz. 500 baz puan civarında seyreden CDS’in, diğer gelişen ülke piyasalarında olduğu gibi 200-300 bandına gerilemesi gerekiyor ki; yabancı yatırımcı gelsin ve borçlanma maliyetleri gerilesin…

 

Tüm bu denklemde hızlı yükselen piyasanın biraz soluklanmaya ihtiyacı olabileceği gözden kaçmamalı. Bu süreçte yaşanabilecek muhtemel geri çekilmeleri de “kademeli pozisyon açma” yönünde değerlendirmek daha doğru bir yatırım stratejisi olabilir. Endekste 6085 desteğini önemsiyorum. Bu seviye üzerinde kalıcılık, ilk etapta 6500’e varabilecek yükselişin de ilk işaretlerini verebilir. Sonuç olarak; borsada yakın geçmişte görülen hızlı primlenmelerden, daha stabil bir döneme geçiş yapıyor gibiyiz.  

 

Bazı gelişmelere de değinelim…

 

Vergi artışları… İlk etapta zam olarak yansısa da, bütçe açığını kapatmak ve fiyat yükselişi kanalıyla aşırı talebin kısılması gibi olumlu etkileri görülecektir.

 

Temettü üzerindeki vergilerin sıfırlanması… Bu da borsada daha fazla şirketin temettü vermesini teşvik edebilir. Şirketlerin kendi hisselerinde yapacağı alımları artırabilir. Hisse senedi yatırımcısının da borsaya ilgisinin artacağını ve “temettü yatırımcılığı” olarak bilinen uzun vadeli borsa yatırımlarının yükseleceğini görebiliriz.

 

TCMB’nin net rezervleri… Haziran başından itibaren negatif bölgeden kurtulma eğiliminde hareket eden net uluslararası rezerv, 27 Haziran’da 9,8 milyar dolara kadar yükseldi. Bu konu da piyasa tarafından manipüle edilmekten uzaklaştırılıyor.

 

Döviz hesapları… Kurlardaki artışla birlikte döviz hesaplarında, 30 Haziran öncesi iki haftada yaklaşık 8 milyar dolarlık bir çözülme yaşandı. Yerlilerin toplam döviz mevduatı 168 milyar dolar sınırına çekildi. Yani son yükseliş, satış fırsatı olarak kullanılmış.

 

Faiz oranları… Yüzde 35 üzerine yerleşen mevduat getirisi ve beraberinde yükselen kredi faiz oranları TL’yi pahalı hâle getirmeye başladı. Şu anda, yakın geçmişte olduğu gibi uçan veya kaçan bir konut, otomobil, arsa piyasası yok. Hatta “fiyat düşüşlerini” ve “satışta bekleme sürelerinin arttığını” görüyoruz. Burada dikkatli olunmasını öneririm. Özellikle kırsalda elektriği, yolu, suyu, imar vasfı bulunmayan arazilere olmadık fiyatlar biçiliyor ve herkes buralardan yer kovalıyor. Yanlış yapılan bir yatırımı, uzunca süre elinizde tutmak zorunda kalabilirsiniz. Otomobil piyasasında da ilan sitelerine getirilen yükümlülüklerin ardından yeni regülasyonlar gelebilir.

 

Dış politikada yaşananlar… Bu haftaki NATO zirvesi ve ardından gerçekleşecek Körfez ülkeleri çıkarması, Türkiye’nin siyasi konumunu güçlendirmesi ve ciddi yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi anlamında büyük potansiyel taşıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.