Aklıselim olmak

A -
A +
Türkiye, yeniden yüzleştiği deprem gerçeğiyle mücadele ederken, akıllara 1999 Marmara felaketi geldi ve gündem bir anda muhtemel bir İstanbul depremine döndü. “99 depremi sonrası ekonomik kriz tekerrür eder mi? Muhtemel bir Marmara depreminde bilanço ne olur? İstanbul’u boşaltalım, Anadolu’ya yayılalım” gibi tartışmalar yaşanıyor.
 
1999 yılında 7 büyüklüğünün üzerinde gerçekleşen 2 depremi de yaşayanlardanım. Cep telefonu daha yeni yeni çıkıyor, çok az kişide var. Bildiğiniz tuşlu telefon, “akıllı” da değil. İnterneti yok, sosyal medyası zaten yok. Dolayısıyla sosyal medya dezenformasyonu da yok!Şimdi öyle mi? Kurtarılan canlar ve toplanan yardımlarda sosyal medyanın faydası inkâr edilemez. Ancak böyle ortamlarda dezenformasyonu da ayırt edebilmek için “sosyal medya okuryazarlığı” şart; hariçten “aklıselim” olarak bakmak da gerekiyor.

1999 - 2022 PROJEKSİYONU

1997-1998-1999 yıllarında ortalama enflasyon yüzde 75’e yaklaşıyor. İhracatın ithalatı karşılama oranı ortalama yüzde 60’ın hemen altında bulunuyor. 2020-2021-2022 yıllarının enflasyon ortalaması yüzde 38’ler civarında… Aynı şekilde ihracatın ithalatı karşılama oranı, ortalama yüzde 75’in üzerinde. 1998 yılında büyüme oranı yüzde 3,8 iken; 2022’ye dair beklentiler yüzde 5’in üzerinde bulunuyor. Bu verileri muhafaza ettiğimiz müddetçe kriz çıkaracak bir makroekonomik tablo gözükmüyor. Sadece bir yavaşlama olabilir; üretim potansiyelimiz ve kaynaklarımız, doğal olarak ve yaraların sarılması sebebiyle öncelikle deprem bölgesine yönlendirileceği için… (Kıyaslanan her iki dönemde yaşanan bazı olayların etkilerini de unutmamak gerekir; Anayasa kitapçığı krizi, 11 Eylül saldırıları, pandemi, savaş gibi…)

BORSA ÖNCEDEN BAŞLAMIŞTI

Peki piyasalarda neler yaşanıyor bu dönemde? Aslında borsada ivme kaybı ve kâr realizasyonu süreci, deprem felaketinden önce başlamıştı. BİST 100 endeksinde tarihî zirve, 3 Ocak tarihinde (5.704,83 ile) görüldü. Borsa o dönemden itibaren “yatay-aşağı” bir trend sergiliyor. Getiride alternatifsiz olan borsaya; altın, kripto ve mevduat gibi rakipler çıkmaya başladı. Yaklaşan seçimler ve dünya ekonomisinden gelen karışık sinyallere, şimdi deprem de eklendi. Bu tabloda borsa için yakın vadede 4.400-5.800 bandında bir konsolidasyon ve “bekle-gör” dönemi geçireceğiz gibi görünüyor.Yine de sektör ve hisse bazlı hareketler olacaktır. Seçici olunması gereken bir dönemde şunlara dikkat etmeliyiz: Kârlılığı, sermayesinin oldukça üzerinde olan şirketlerden “yüksek bedelsiz” haberleri gelmeye başladı. BES fonlarının alımları ve şirketlerin geri alımları, borsaya ve ilgili hisselere destek olabilir. Deprem sonrası süreçte dönüşüm de, birçok sektörü harekete geçirmeye başladı.
KKM HESAPLARI ZİRVEDE
Dünyada da Türkiye’de de enflasyonist baskı “geçen yıla göre” hafifliyor. Bu eğilim devam ederse, 2021-2022 dönemlerinin benzeri getiriler peşine de düşmemek gerekiyor. Artı; oldukça yükselmiş, yorgun fiyatlar var. Yalnızca borsada değil birçok alanda “iştah bir miktar dizginlenmiş gibi” görünüyor. Bu arada tasarruf sahiplerinin yeniden Kur Korumalı Mevduat (KKM) tarafında ağırlıklarını artırmaya başladığı da dikkat çekiyor. 6 Ocak haftasında 1,370 trilyon TL olan KKM hesapları, sonraki 5 hafta da yükselerek, 10 Şubat haftasında 1,483 trilyon TL’yi aştı. Bu eğilim de aslında yatırımcı cephesindeki “güvenli liman” arayışının artmakta olduğunu ve “bekle-gör” cephesinin güçlenmeye başladığını gösteriyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.