Alışılmışın dışında!..

Sesli Dinle
A -
A +
Seçime iki hafta kalmışken piyasalar cephesinde yaşananlara kısaca bakalım;
 
> Bankaların birikim sahiplerine, özellikle yüksek meblağlar için yüzde 30’u aşan oranlarda mevduat getirisi sunduğu görülüyor. 1 milyon TL için 1 yılda 300 bin TL “risksiz getiri” demektir bu!..
 
> Kapalıçarşı ve TCMB döviz kurları arasındaki makas dikkat çekiyor. TCMB’de 19,40 olan USD/TL kurunun, Kapalıçarşı’da 20,40 civarında bulunduğu belirtiliyor. Bankalar kanalıyla yeterince döviz bulamayanlar (-ki bunlar genellikle ithalatçılar veya açık pozisyonu olanlar), ‘resmî kur’a göre bir miktar fazla vererek, Kapalıçarşı’dan ihtiyacını karşılama yönünde hareket ediyor.
 
> Kur Korumalı Mevduat hesaplarında yaşanan artış trendi, özellikle son iki haftada hızlanan ivme ile ilerliyor. Burada biriken TL mevduat ve katılım hesaplarının döviz karşılığı, 100 milyar doları bularak rekor seviyeye ulaştı.
 
> Borsa İstanbul’da BİST100 endeksi, yatırımcıların iştahının zayıflamasıyla birlikte, son 5 ayın en düşük seviyelerine gerilemiş durumda.
 

KKM 2 TRİLYON TL

Yukarıda saydığımız maddelere, gerçekleşen rakamlarla birlikte bakalım:
 
BDDK verilerine göre; 21 Nisan ile biten haftada kur korumalı TL mevduat ve katılma hesapları (KKM) 1 trilyon 891 milyar TL'den, 1 trilyon 980 milyar TL'ye çıktı. Bu rakam yılbaşında 1 trilyon 370 milyar seviyesinde bulunuyordu. Bu artış, bankaların “liralaşma” stratejisine uyum sağlama zorunluluğunun yanında; birikim sahiplerinin de KKM’yi güvenli liman olarak görmesinden kaynaklanıyor.
 
TCMB verilere göre; 21 Nisan ile sona eren haftada döviz mevduatları 187,9 milyar dolardan 188,8 milyar dolara yükseldi. Alımların tamamına yakını şirketlerden geldi. Sadece bu bile, dövizin ağırlıklı olarak şirketler tarafından arandığını gösteriyor. Yılbaşında döviz mevduatlarının toplamının 194 milyar dolar civarında bulunduğunu hatırlarsak; KKM tamponuyla birlikte, talep edilen dövizin stabil seyrettiğini anlayabiliyoruz.
 
Peki dikkat etmemiz gereken nedir? Rezervler… TCMB'nin net rezervi 21 Nisan haftasında 8,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bir önceki hafta 12 milyar dolardı. Deprem, seçim, artan ithalat gibi yoğun siyasi, ekonomik ve sosyal gündemde bu gerçekleşmeleri normal karşılayabiliriz. BOTAŞ gibi kurumların taleplerinin mevsimsel olarak azalacağını, turizm kaynaklı döviz girişlerinin artacağını, seçim belirsizliğinin de bir şekilde ortadan kalkacağını dikkate alırsak; önümüzdeki dönemde daha rahat bir döneme girileceğini görebiliriz. Belirsizlikler ortadan kalktıkça da, mevduat ve borsa tarafındaki potansiyelin dikkatlerden kaçmayacağını ve TL enstrümanlardaki avantajın “daha görünür” olabileceğini konuşacağız.
 

BORSAYA DİKKAT!

Gelelim borsaya… Son 5 aylık süreçte sadece üç defa 4.750’nin altında kapanan bir endeks vardı. Geçen hafta tekrar bu seviyenin altında, 4.617’den kapanış gerçekleşti. İlk çeyrek bilançoları açıklanıyor. Kârlılıklarda ve marjlarda dikkat çeken şey, önceki çeyreğe göre bir miktar gerileme yaşanması… Artı; mevduat faizlerinin yüksekliği, riskli bir yatırım olan hisse senetlerine ilgiyi azaltıyor. Geçen yıl endeks bazında yüzde 200 prime yaklaşan bir borsa olduğunu hatırlarsak; seçimin de dâhil olduğu mevcut şartlarda bir konsolidasyon sürecinden geçildiği söylenebilir. Endeks grafiğinde artık yükselen tepeler yerine alçalan tepeler var. Bu görünüm bizi, 4.300’e varabilecek bir serüvene sürükleyebilir. Ve borsanın, kabaca 4.200-4.300 bandı üzerinde tutunmasını çok önemsemeliyiz.
 
SONUÇ olarak; KKM’de artış, dövizde baskı, mevduat oranlarında yükseliş, borsada gerileme, mal, mülk başta olmak üzere piyasada fiyatların son 2 yıldaki gibi kolay kolay artış göstermeme eğilimi, bizi, yakın geçmişte yaşadığımız “alışılmışın dışında” yeni ve belki de daha normal piyasa şartlarına götürüyor. “Defansa çekilme” eğilimi olarak karşımıza çıkan bu piyasa eğilimi; özellikle hisse senetlerinde fiyatlamalar anlamında cazip yerlere yaklaşılmasını da beraberinde getiriyor.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.