Destekler güven veriyor

A -
A +

Borsa İstanbul’da BİST100 endeksi 8.000 puanın üzerine yerleşemeyince, tekrar destekleri yoklamaya yöneldi. Geçen hafta ortasında 7.500 sınırına kadar çekilse de endeks; son 2 işlem gününde gelen alımlarla tekrar 8.000’e yaklaşmayı başardı. Böylece borsa, bir süredir dikkat çektiğimiz ve son 4 ayda kendini net şekilde gösteren, kabaca 7.400-8.500 bandı içinde hareketini devam ettiriyor.

 

Bugün farklı bir bakış açısıyla dolar bazında da endekse bakarsak, daha önemli sinyaller alabiliyoruz. Şöyle ki;

 

-BİST100 eylül başında 312,85 doları görerek yılın en yükseğini test etmiş.

 

-Ardından yaşanan gerileme sürecinde, kasım başında 257,65 dolar ile en düşük seviye görülmüş.

 

-Kasım sonu ve aralık başında 280 doların üzeri zorlanmış.

 

-Son 2 haftada tekrar güç kaybı ve geçen hafta 260 doların altına sarkan, döviz bazında da son 4 ayın en düşüğüne yaklaşan bir endeks ile karşı karşıya kaldık.

 

-Son 2 günde gelen alımlarla da endeks, haftalık kapanış itibarıyla kendini tekrar 275 doların üzerine attı.

 

-Bundan sonraki süreçte ise en kısa vadede 275-281 dolar bandı (TL bazlı 7.975-8.150 aralığı) kritik bölge olarak takip edilmeli. Bu seviyelerin aşılması ve üzerinde kalıcılık, TL bazında yeni tarihî zirvelerin de habercisi olabilir.

 

Bu arada uzun vadeli trendler açısından önemli kabul edilen 200 günlük ortalama, endekste 265 dolarda bulunuyor. Geçen hafta bu ortalamanın altı yoklansa da, tekrar üzerine çıkılması teknik anlamda olumlu. Özetle BİST100 endeksinin 257-265 dolar bölgesini destek yapması ve “konsolide olma” sürecini de bu aralıkta tamamlaması önem taşıyor.

 

Borsa endeksi TL bazında da son kapanışı itibarıyla zirve seviyesinden itibaren yaklaşık %7 değer kaybetti. Aynı zaman diliminde BİST30 endeksine dâhil hisselere baktığımızda; OYAKC, ODAS, KRDMD, ALARK, TOASO, EKGYO, PETKM, SASA, EREGL gibi hisseler, zirve seviyelerinin yüzde 15 ve üzerinde oranla daha aşağıda… Yani endeksten negatif ayrışma söz konusu… Kimler endekse göre daha dik durabilmiş; YKBNK, AKBNK, GARAN, SAHOL, BIMAS ve THYAO… Zirvelerine göre yüzde 5 ve daha altında değer kaybı söz konusu bu hisselerde…

 

Tablo bize diyor ki; sıkı para politikası ile desteklenen, risk priminde (CDS) düşüşle ilerleyen ve dezenflasyonist sürecin devamını hedefleyen, içinde bulunduğumuz bu konjonktür, hisse bazlı ayrışmaları net ortaya koymuş. Yani faiz yüksek diye market alışverişi frenlenecek mi? Ya da ulaşım… O zaman BIMAS ve THYAO’nun dirençli olmasını daha iyi anlayabiliyoruz. Aynı şekilde banka hisselerinin de düşen risk priminden destek bulduğu biliniyor.

 

Ama öte yandan enerji, çimento, gayrimenkul geliştirme, otomotiv, demir çelik ve sınai sektör hisselerinin; ekonomi yönetimi tarafından dile getirilen ve “iç talepte dengelenme” şeklinde özetlenen bu süreçteki performanslarının da sebebini anlayabiliyoruz.

 

Sonuç olarak; borsa yatırımcısı için kısa vadede defansif sektörler daha güvenli liman olmuş. Şu da bir gerçek, önümüzdeki yılın ortalarından itibaren dezenflasyonist sürecin temini ve beraberinde para politikasında gevşeme beklentilerinin de başlayacağı ana senaryoda; bugünkü fiyatlamaların belki de bir fırsat olduğu görülebilecek. Onun için doğru seçim, kademeli pozisyon, yumurtaları aynı sepete koymama, zarar kes disiplini, vadeyi de artık orta ve uzuna çevirme gibi stratejiler daha isabetli olabilir.

FED VE ALTIN SENARYOLARI

Küresel piyasalar tarafında geçen hafta ABD’den gelen veriler belirleyici oldu. Ülkede TÜFE’nin yıllık bazda yüzde 3,2'den yüzde 3,1'e gerilemesi ve ÜFE’nin yıllık bazda yüzde 0,9 ile beklenti altında artış göstermesi, “fiyat artışlarının dizginlendiği” ve “dezenflasyonist sürecin programlandığı gibi devam ettiği” yönündeki algıları destekledi. Böyle bir trend de hâliyle “daha sıkı para politikası” gereksinimini zayıflatıyor. Nitekim FED Başkanı Powell’ın, fonlama oranlarını yüzde 5,25-5,50 aralığında sabit tuttuğu geçen haftaki toplantının ardından yaptığı açıklamada güvercin mesajlar vermesi üzerine; FED’in gelecek yıl 75 baz puanlık faiz indirimi yapacağı, yüzde 87 ihtimalle de bu indirimlerin martta başlayacağı tahminleri ağırlık kazandı. ABD 10 yıllık tahvil faizleri geçen hafta yüzde 4’ün altını test etti; dolar endeksinde de (DXY) değer kayıpları gözlemlendi.

 

Neden bu kadar odaklandık ABD ekonomisine? Çünkü dolar faizi, doğrudan ons altınla ilgili. Ve burada ons altın için iyi haberler var. FED projeksiyonlarına göre ABD için enflasyon tahminleri bu yıl yüzde 3,3'ten yüzde 2,8'e; 2024 için yüzde 2,5'ten yüzde 2,4'e düşürüldü. Ve FED Başkanı Powell; sıkılaştırma döngüsünde politika faizinin muhtemelen zirvede veya zirveye yakın olduğuna inandıklarını, banka yetkililerinin de faiz oranlarının daha da artırılmasını uygun bulmadığını (ama bu ihtimali masadan kaldırmak da istemediklerini) aktardı. Bundan sonra ABD verileri de desteklemeye devam ettikçe ve mart ayındaki FED toplantısı yaklaştıkça; ons altının önce 2.000 dolar üzerinde yerini sağlamlaştırdığı, ardından da 2.150 dolar ve üzerine doğru hareketlenme iştahı gösterebileceği bir senaryo ile karşılaşabiliriz.

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.