İşler düzeliyor

Sesli Dinle
A -
A +

Geçen hafta politika faiz oranının yüzde 40’a yükselmesinden daha da önemli olan unsur, TCMB tarafından yapılan şu açıklamalarda saklı:

 

“Kurul, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirmiştir. Bu çerçevede, parasal sıkılaştırma hızı yavaşlatılacak ve sıkılaştırma adımları kısa bir zaman diliminde tamamlanacaktır.”

 

Bu ifadelerin verdiği mesaj; faiz hadlerinde (bugünkü şartlara göre) zirve noktalara yaklaşılmış olmasıdır. Bundan sonra da (yine bugünkü şartlara göre) 2,50’lik adımlar gelebilir ve bunların sayısı daha az olabilir.

 

“Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirilmiştir.”

 

Burada söylenmek istenen ise, “faizlerde her ne kadar gidilecek yolun çoğunu almış olsak da, orada ne kadar kalacağımız belli değil. Piyasanın gidişine ve verilere bakılacak” şeklindedir.

BELİRLEYİCİ ÜSLUP

TCMB, farklı kanallardan sıkılaşmaya devam edileceği ve TL lehine çabanın süreceği mesajını da verdi. Hem eylem hem sözlü yönlendirme var. Bu üslup, belirsizliği de büyük ölçüde ortadan kaldırıyor. CDS risk priminin 350 seviyesinin altına düşmesi, KKM hesaplarındaki hızlı gerileme ve rezervlerde yaşanan artış bu politikaların meyvesi… Yani işler düzeliyor. Ve 17 Kasım ile biten hafta… Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcıların hisse senedi portföylerine, yaklaşık 120 milyon dolarlık para girişi gerçekleşti.

 

Peki, neden enflasyonda gerileme için 2024’ün ikinci yarısı işaret ediliyor? Çünkü yeni yılla birlikte ücret zamları başta olmak üzere yönetilen ve yönlendirilen fiyat güncellemelerinin etkisi, bu süreçte hazmedilecek. Ve 2024’ün ikinci yarısında, bu yılın ortasından itibaren dolarda yaşanmaya başlanan 18-28 hareketinin baz etkisi devreye girecek. O zaman faizlerde düşüşü de konuşmaya başlıyor olabiliriz.

 

İşler düzeliyor

YATIRIMCI NE YAPACAK?

Mevcut durumda yüksek faiz, kısa vadede borsayı yavaşlatacak gibi görünse de; endekste bulunulan seviyelerin, orta-uzun vadede fırsatlar taşıdığını düşünüyorum. Bu gibi zamanlar “kısa vadeli hareketlerden” ziyade, “kademeli biriktirme ve uzun vadeye odaklanma” dönemi olarak değerlendirilebilir. Muhakkak ki hisse bazında seçicilik burada önemli. Konjonktürün desteklediği ve desteklemediği sektörler belli, hisse seçimlerde buna da dikkat edilmeli. Faize daha hassas gayrimenkul geliştirme, otomotiv ve bazı sanayi grubu hisselerinin performansı daha düşük kalabiliyor. Perakende ve ulaştırma sektör hisseleri bu ortamda daha dirençli olabiliyor. Bankacılık ve holding sektörleri ise aslında CDS’teki gerilemeden de destek bulabiliyor.

 

Kısa vadede bakacak olursak; BİST100 endeksi cuma günü 7863 seviyesinde bulunan fiyat boşluğunu aldıktan sonra yukarı yöneldi. 7900 ve üzerinde konumlanma önemli. Ardından bu hafta 8060 direncinin aşılmasını önemseyeceğiz. Burası geçilirse, ilk etapta 8250’ye kadar yolumuz açılabilir. Aşağıda da öncelikle 7850 desteğinin korunmasını önemserim.

GÖZLER BÜYÜMEDE!

27 Kasım haftasında içeride beklenen en önemli veri büyüme... TÜİK, 2023 yılı 3. Çeyrek GSYH rakamlarını 30 Kasım Perşembe günü açıklayacak. 3. Çeyrekte, önceki çeyreğe göre yüzde 0,5 ve geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,4 büyüme bekleniyor. Türkiye ekonomisi 2023 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 3,8 büyüme sergilemişti. Söz konusu çeyrekte büyümeye en büyük katkı, %8,9 ile özel tüketimden gelmişti. Önümüzdeki hafta açıklanacak büyüme verisi; TCMB’nin uygulamaya başladığı sıkı para politikasının, “tüketim tarafından büyümeye gelebilecek katkının nasıl şekillenmeye başladığı” yönünde de önemli işaretler verecek. Ekonomik Güven Endeksi, Dış Ticaret Dengesi ve İmalat PMI verileri de haftanın önemli verileri arasında… Bu veriler de sanayi ve dış açık tarafındaki son görünüm hakkında önemli ipuçları verebilir.

FED NE YAPABİLİR?

Küresel piyasalar tarafında haftanın verisi, ABD’de Ekim Ayı Kişisel Tüketim Giderleri Fiyat Endeksi (PCE) olacak. 30 Kasım’da beklenen veriye dair piyasa beklentisi, önceki aya göre yüzde 0,1 ve önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3,1 artış yaşanabileceği yönünde şekilleniyor. PCE’de eylülde aylık bazda yüzde 0,4 ve yıllık bazda yüzde 3,4 artış yaşandığı hatırlanırsa; beklenti dâhilindeki veri “harcamalardaki artış hızının düştüğü” anlamını taşıyabilecek ve “ABD ekonomisinde soğumanın sürdüğü” yönünde işaretleri kuvvetlendirecek. ABD’de son açıklanan TÜFE ve ÜFE verileri beklenti altında kalmış, işsizlik maaşı başvuruları beklenti üzeri artmış, sanayi üretiminden de beklenti üzeri yavaşlama sinyalleri gelmişti. ‘Soğuma’ emareleri veren bütün bu veriler sebebiyle FED tarafında yeni bir faiz artışı ihtimali de zayıflamış durumda. Hatta 2024 Mayıs-Haziran döneminden itibaren faiz indirim sürecinin başlayacağı yönünde beklentiler ağırlık kazanmaya başladı.

ALTIN BEKLENTİLERİ

ABD’de dezenflasyonist süreç devam eder ve “güvercin FED”  beklentisi ana senaryo hâline gelirse; bu durumda ons altın başta olmak üzere kıymetli madenler üzerinde “baskının daha da hafifleyeceği” bir sürece girebiliriz. Yani ons altında yaşanabilecek muhtemel geri çekilmeler, 100 ve 200 günlük ortalamalara denk gelen 1940-1920 $ bandında denge bulabilir. Bu seviyeler de orta-uzun vadeli perspektifte fırsat sunabilir. Onsta geçen hafta kapanışının 2000 $’dan gerçekleşmesi de önemli bir sinyal... Dolar/TL tarafında da sınırlı/yatay hareketlilik olduğunu dikkate alırsak, gram altının da 2000 TL yolculuğunda emin adımlarla ilerlediğini öngörmek zor değil.

 

Güçlü altın senaryosunu (ons tarafında) rahatsız edebilecek önemli gelişme, ABD ekonomisinde işlerin tersine dönmesi olabilir. Şu anda bu ihtimal düşük olmakla birlikte, ABD’de istihdam ve TÜFE verilerini takip etmek, net sinyaller alabilmek için önem arz ediyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.