Nasıl bir yoldayız?

Sesli Dinle
A -
A +
Bu hayatta sözlü yönlendirmenin, eylemden etkili olduğu alanlar vardır. Bu alanlardan biri Merkez Bankacılığı ve ekonomi yönetimidir. Merkez bankalarının en temel görevi, fiyat istikrarını sağlamak. Yani uzunca süredir içinde bulunduğumuz ve fiyatlama davranışlarında da bir ayar bırakmayan enflasyonist ortamı yenmek… Bu amaçla bazı kararlar alınır ama önemli olan, samimiyetinizi ifade etmek. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, TCMB’nin hamlesinin ardından “X” (Twitter) platformundan attığı “Kararlıyız” mesajı bu anlamda önemli. Faizin savunulacak bir yanı yok tabii ki… Acı reçetedir. Ancak piyasada kontrolden çıkmış fiyat artışlarının neresini savunacağız? Dolayısıyla yaşananlar, bugünkü dengelere göre oluşan bir para politikasıdır diyelim… Ve bundan sonraki süreçte muhtemel yansımalara bakalım:

ENFLASYON-FAİZ MAKASI

Enflasyonist beklentiler, yüzde 25 olan yeni politika faizinin üzerinde. Ancak hem “beklenti yönetimi” hem de (geçen haftaki gibi ‘sert’ olmasa da benzer) yeni hamlelerle birlikte, “makasın gittikçe kapanması” ve böylece (işaret edilen) 2024’ün ortalarından itibaren, ara bir noktada faiz-enflasyon yakınlaşmasının sağlanması amaçlanıyor.

MEVDUAT ORANLARI

Bu süreçte mevduat faizlerinde kısa vadede, seçim öncesi süreçte olduğu gibi %35-%42 bandına doğru bir hareketlenme ihtimali var. Bu durum kredilere de yansıyabilir ve iç tüketimde bir miktar yavaşlama yaşanabilir. Böylece “zaruret harici” ve “fiyatlar daha da artacak korkusuyla öne çekilen” talebin, dolayısıyla da enflasyonun bir miktar baskı altına alındığı görülebilir. Enflasyonda dizginlenme yaşandıkça, faizlerde de gevşeme gözlemlenebilecek.

DOLARIN SEYRİ

Dolar/TL için seviye belirlemenin zor ve riskli olduğunu belirterek şunları söyleyebiliriz ki; “makul değerli TL” politikasıyla birlikte kurda da yeni bir fiyat aralığı oluşacak gibi görünüyor. Bu aralığın alt bandının; ülke ihracatının ve dış ticaret dengesinin de hassasiyet gösterdiği 25,00 TL civarında ve üzerinde olması beklenebilir. Dışarıdan gelebilecek “not artışı” ihtimallerinden ve içeride yeni tedbirlerden söz ediliyor. Her birinin yansıması dikkatle takip edilmeli.

ALTININ GELECEĞİ

Gram altın, dolardaki gevşeme ile birlikte 1.555 TL sınırına kadar çekildi. Ardından yeniden 1.600 TL üzerine yöneldi. Ons altının, “ABD’de faizlerin, beklenenden uzun süre yüksek kalabileceği” beklentisi ile 1.900 dolar sınırında yataya sarması, gram tarafına destek vermiyor. Ancak FED’in faiz hadlerinde zirvelere yakın bir yerlerde olduğu ve ABD ekonomisinden zayıf sinyallerin geldiği bir ortamda, ons altın, FED cephesinden gelebilecek “daha güvercin” mesajlara kilitlenmiş durumda. FED Başkanı Powell’ın, Jackson Hole’de “Gerekirse yine faiz artırabiliriz” mesajını da bir kenara not ederek; gram altında 1.585-1.605 bandının önemli bir destek ve fırsat kollama bölgesi olabileceğini öngörebiliriz.

BORSAYA ETKİLERİ

Borsayı yakın zamanda sürükleyen hikâyeler arasında; kurdaki yükselişin ihracatçı şirketlere pozitif yansıması, enflasyondan korunma eğilimi, döviz bazında ucuzluk ve düşük finansman maliyetleri ile kuvvetli seyreden iç talep gibi unsurlar bulunuyordu. İhracatçılar için uygun kredi imkânlarının devrede olduğunu ve olacağını dikkate alarak; finansman maliyetlerindeki artışın, ciddi hasar bırakması beklenmemeli diye düşünüyorum. Ancak kurlarda stabilizasyon hedeflenmesi, kur farkı gelirleri üzerinde bir miktar baskı oluşturabilir ki; bunun, ihracatçı ve dövizle gelir elde eden borsa şirketleri üzerinde etkisi görülebilir. Ayrıca BİST100’ün son 3 ayda ciddi primlenmesi ve 7.800 üzerinde patinaj yapması, yukarı yönlü marjları daraltmış durumda. Öte yandan dolar bazlı fiyatlamaların da yapıldığını ve risksiz-rekabetçi mevduat ortamının yaklaşacağını varsayarsak; BİST100’de belli bir bant aralığında yatay seyir, kısa vadede ve mevcut şartlarda daha yakın bir ihtimal olarak öne çıkıyor. Bu bant aralığı da şartlara göre 6.800-8.200 aralığında bir yerlerde oluşabilir. Tabii ki ara destek ve dirençler de var önemsediğimiz... 7.400, bu anlamda önemli bir ara destek bölgesi olarak izlenebilir.

İSTİKRAR SAĞLANDIKÇA…

Son söz olarak şunu hatırlatalım; para ve maliye politikası ile hedeflenen makroekonomik istikrar ortamı temin edildikçe ve bunun, CDS risk primini aşağı çekmesi gerçekleştikçe; yabancı girişinin artacağını ve TL varlıkların da artık daha dengeli hâle geldiğini görebileceğiz.
Böyle bir yoldayız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.