Risk almamak da riskmiş!

Sesli Dinle
A -
A +
Seçimlerde ikinci tur oylamanın hemen öncesindeki perşembe günüydü… Borsa, iki kritik desteğini korumaya çalışıyordu. 200 günlük ortalama ve uzun vadeli yükselen trendin yaklaşık olarak buluşma noktasına işaret eden 4.400 seviyesiydi burası… Endeks için 3.700’ler telaffuz ediliyordu. Ancak biz; seçimin ardından her hâlükârda belirsizliğin biteceğini, borsanın değerlemeler itibarıyla ucuz olduğunu ve buna yukarı bir tepki verme ihtimalinin daha yüksek olduğunu dile getirmiştik.
 
Nitekim Mayıs ayının 25’inde 4.428 seviyesinden kapanan BİST100 endeksi, 11 işlem gününde yüzde 27 yükselerek, 9 Haziran’da 5.626 seviyesinden kapandı. Epey hızlı kaçışlarla dolu bir yükselişin ardından, 5.704 seviyesinde bulunan tarihî zirveye oldukça yaklaştık. Şunu da açıkça gördük; realiteden uzak olan bir takım karamsar beklentilerin ve söylemlerin gölgesinde kalarak risk almaktan kaçınanlar, aslında büyük bir risk aldılar ve bu fırsatı kaçırdılar.
 
Kısaca teknik bir değerlendirme yapacak olursak; düşüş trendlerini de yukarı kıran borsada ara destek 5.500, ana destek 5.200 seviyelerinde bulunuyor. Her iki nokta korunduğu müddetçe, borsada pozitif tarafta kalma eğilimi daha yüksek…
 
Asıl önemli olan şey, borsa neyi satın alıyor? Doların 23,40 TL’yi aştığı bir denklemde zamlar başladı. Enflasyon beklentileri farklılaştı. Paranın değerini korumak gerekiyordu. Hisselerin döviz bazında değerleri düşmeye başladı. İhracat yapan şirketlerin gelirlerinde bir artış beklentisi öne çıktı… Bütün bunlardan hangisine ya da kaç tanesine yatırım yaptığınızı siz biliyorsunuz. Ama en önemlisi; hangi şirkette, toplam ciro içinde döviz gelirlerinin ne kadar ağırlığa sahip olduğu… Bunları bir tabloda verdim. Tablodaki yüzde oranı, şirketin cirosu içinde, ihracatlarının payını gösteriyor. En fazla döviz geliri olanlar değil, toplam gelir içinde dövizin ağırlığını anlamalıyız. Borsanın diri olduğu dönemlerde temel olarak bu yapıdaki şirketlerin ön planda olması muhtemeldir.
 
Ve ikinci sıraya, hisselerin döviz bazında değerini yazabiliriz. Şöyle söyleyelim; BİST100 endeksi 25 Mayıs sonrası TL bazında yüzde 27 yükseldi ancak dolar bazında yüzde 8 çıkabildi!.. Endeks 222 dolardan 240 dolara kadar gidebildi. Kurdaki yükselişten kaynaklanan bu ucuzluk da borsaya ilgiyi canlı tutabilir. BİST100 endeksi için yakın geçmişte tarihsel ortalamalar, 300-330 dolar civarında şekilleniyor. Bugünkü kurla da, yaklaşık 7.000 puana varabilecek bir değere işaret ediyor; tabii ki orta-uzun vadede…
 
Peki riskler neler? Cari açık, bütçe açığı, yüksek finansman maliyetleri, piyasada döviz likiditesinin azlığı ve TCMB’nin rezervleri gibi hallolması gereken konular var. Yeni ekonomi yönetimi de atamalarla şekillenirken, sıkı para politikası hamleleri bekleniyor. Böylece tüketim, ithalat, döviz talebi ve nihayetinde enflasyonda düşüş beklenecek ve makroekonomik veriler rayına girecek.
 
Borsanın 5.704 zirvesine yaklaşması; seçim, kabine ve ekonomi yönetimi atamaları, verilen pozitif mesajlar gibi, ilk belirsizliklerin ortadan kalkmasından kaynaklandı. Şimdi ise saydığımız bu risklere karşı alınacak aksiyonlarla, belli bir vadede belli birtakım belirsizlikler ortadan kaldırılmaya çalışılacak. Bütün bunlar yapılırken şirketlerin etkilenmemesi söz konu olamaz. Bu süreçte borsada bir ayrışmanın yaşanması ve hisse/sektör bazında bir farklılaşma söz konusu olabilir. Borsanın muhtemel realizasyonları sırasında, desteklere yaklaştıkça perakende, otomotiv, ulaştırma, sınai gibi sektörleri ve ihracat yapanları kollamak daha uygun olabilir.
 
Asıl önemli bir nokta da dövizde denge nerede oluşacak? Dolarda 23,40 seviyesi, teknik anlamda önemli sayabileceğimiz, Aralık 2021’deki sert hareketin ardından FİBO 161,8 düzeltme seviyesine işaret ediyor. Bu seviye üzerinde kalıcılık kritik olmakla birlikte, en azından kurlarda baskının hafiflemesi ve beklenen enflasyon oranına yakın bir artış, dengelenme noktasına da daha yakın olduğumuz izlenimini veriyor.
 
Dövizdeki son hareketliliğin ardından beni arayanlardan, yazanlardan, soranlardan mini bir kamuoyu psikolojisi de hissettim; insanların hafızasında 2021’in sonbaharında ve sonrasında yaşananlar hâlâ canlı. Uygulanacak politikalarla bu psikolojiyi de dağıtmak çok önemli olacak.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.