Acem tuzağına dikkat!

Sesli Dinle
A -
A +

İran, asırlardır yaptığı gibi İslam dünyasını karıştırmaya devam ediyor.

 

Somali’de, Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de bir anlamda iç karışıklık bulunan her yerde İran’ın örgütlediği silahlı militanlar boy gösteriyor. Buralarda özellikle Ehl-i sünnet Müslümanlara karşı katliamlara ve fitnelere yol açıyor. Halk üzerinde baskılar oluşturuyor. Şii fikirleri yayıyor. Türkiye aleyhinde propagandalar yapıyor.

 

İran bir taraftan bu iç karışıklıklara sebep olurken bir taraftan da Türkiye’nin yolunu kesmek için Hristiyan âlemi ile her türlü irtibatı kuruyor. Batı âlemi tarafından kendilerine her türlü kolaylık sağlanıyor. Perdenin önünde "it dalaşı" gibi bir gösteri sunulurken perdenin gerisinde ise Ehl-i sünnet İslam dünyasını parçalamanın ve yok etmenin planları yapılıyor. Ballı börekli sofralarda projeler tezgâhlanıyor.

 

Bakınız Azerbaycan’da ve Suriye’de Türkiye’nin harekâtlarını bir türlü önleyemeyen İran, sonunda Filistin’de İsrail’e Gazze’de hâkimiyetin yolunu açacak büyük bir fitnenin kapısını araladı!.. Bir taraftan Gazze’de on binlerce Müslümanın katliamına sebep olurken bir taraftan da Türkiye’nin savaşa girmesi için bütün kartlarını oynadı... Yemen’de organize ettiği Husiler'e birkaç füze attırarak “haydi Türkiye” çağrısını günlerce işledi. Türkiye bu tuzağa düşmedikçe sosyal medyalarda Türk hükûmeti karalandı.

 

Türk halkı bu büyük oyunun şifrelerini çözmezse bir "Acem tuzağı"na kurban gidebilir.

 

İçeride bunların suret-i haktan görünen takipçileri, borazancıları çoktur. Hamaset dolu söylemlerle düşüncesiz saf Ehl-i sünnet Müslümanları da kolaylıkla kendilerine ram edebilirler.

 

Bazı STK'lar da son zamanlarındaki söylemlerine ve icraatlarına çok dikkat etmelidirler. Evvelce Mavi Marmara meselesinde yaşadığımız gibi devlet güç durumlarda kalabiliyor. "Türk hükûmeti hiçbir şey yapamıyor!" gibi anlaşılıp devlete güven ve aidiyet sarsılabilir... Bu görüş öyle arttı ki sonunda sayın Cumhurbaşkanımız açıklama yapmak zorunda kaldı. “Türk devleti görünen ve görünmeyen büyük girişimlerin içerisindedir” dedi.

 

Nitekim hem dünyada İsrail’e karşı muhalefetin yükselmesinde hem de ABD’nin Türkiye’nin faaliyetlerini durdurmak için girişimlerinde bunu görmemek körlüktür. Türkiye’nin önce Filistin davasında garantörlük veya Filistin’e devlet statüsünün verilmesini sağlaması gerekmektedir. İran, ABD ve İsrail ajanları da bunun yolunu kesmektedirler.

 

 

 

İran’ın korkunç girişimi!

 

 

 

Peki İran sadece siyasi açıdan mı İslam dünyasını parçalamak istemektedir! Ne yazık ki biz bir noktaya odaklanmış iken başka mecralarda da devletimiz ve milletimiz için tehlikeli gelişmeler yaşanmaktadır.

 

Nitekim Filistin’de büyük ölçüde İran’ın tezgâhladığı plan yürürlüğe girmişken Tahran’da neler oluyordu? Ne yazık ki oradaki meş’um bir faaliyet, basınımızda bir iki dikkat çekmeyen haberle geçiştirildi.

 

Oysa gelecekteki sebep olacağı karışıklıklar bakımından Filistin meselesinden daha değersiz değildi.

 

Kıvılcım zamanında fark edilmezse yarınlarda bütün bir ülkeyi kan ve gözyaşına boğabiliyor.

 

Evet, Tahran’da bir toplantı vardı. İran devleti tarafından "Vahdet/Mezhepleri Birleştirme Sempozyumu" düzenlenmekteydi.

 

Dikkat edin orada bizden de üst düzey bir Diyanet görevlisi yer alıyordu. Şunu biliyoruz ki Diyanet bir devlet kuruluşudur. Din İşleri Yüksek kurulu üyesi Halis Aydemir de DİYANET/DİYK adına bu toplantıya iştirak etti ve bir tebliğ sundu.

 

DİYK üyesi Halis Aydemir’in İran’da böyle bir toplantıda ne işi vardı söyler misiniz? Kimlerle ne konuştu, kim adına kimlere ne nutuklar çekti?

 

Dikkat ediniz! İran’ın özel bir kurum oluşturarak yayınladığı web sitesinde, tüm tebliğcilerin videoları verildiği hâlde, Halis Bey'in sunumunun videosunu hiçbir bölümde bulamadık! Sadece haberler kısmında, tebliğinin Arapça özetini bulabildik. Neden verilmedi acaba. İran’ın işine gelmediği için mi yoksa rica edilerek mi koydurulmadı?

 

Fakat “parça, bütünün habercisidir” sözü üzere özetten Halis Aydemir’in İranlıları pek memnun edecek adımlar attığı anlaşılmaktadır.

 

Zaten böyle bir sempozyuma katılması ve davet edilmiş olması da meseleyi bariz bir şeklide gözler önüne sermektedir. Yoksa İran, Ehl-i sünnete karşı hassasiyetleri konusunda asla saflık ve gaflet göstermez.

 

 

 

Halis Aydemir İran’da hangi tezgâhın peşinde?

 

 

 

Halis Aydemir son dönemlerde çeşitli söylemleri ile ciddi tartışmalara konu olmuş bir şahsiyettir. Onun FETÖ’ye övgülerini bir kenara bıraksak bile şu düşünceleri ile Ehl-i sünnet itikadında ne yaralar açtığını ve kimlerin değirmenine su taşıdığını çoktan göstermiştir:

 

Türkiye gençliğine, “Âyet bile olsa, akla uymuyorsa inanmam”; “Peygamber de bizim gibi bir insandı, oturmuş Kur’ân hakkında açıklama yapmış, bunu masa başında biz de yapabiliriz. Bu yüzden beni, benim gibi bir beşerin sözü bağlamaz”; “Hadisler üç dört asır sonra yazıya geçti, bu sırada sözlü olarak elden ele geçerken değişikliğe uğradı, ondan sonra yazıya geçirildi. Bu yüzden biz hadisler üzerine hüküm bina edemeyiz”; “Bir genç Kur’ân-ı kerimi eline aldığında öncelikle bu Rabbimin kelamı mıdır? diyerek şüphe ile yaklaşmalıdır” diyen Halis Aydemir’i böyle bir toplantıya kim seçti ve kim gönderdi?

 

Nitekim onun İslam’a ihanet sayılacak bu sempozyumda Şia’nın saçmalıklarını ve küfür dolu yapısını, afiyetle tezkiye edip onayladığı görülüyor. 

 

Mezhepleri birleştirme sempozyumu düzenlemesinden dolayı İran’a teşekkür ederek övgüler düzdükten sonra; “Şia’nın kötü bir görüşü yok, bilinen dinle bir fark yok. Şeytanlar, düşmanlar araya girerek ihtilaf çıkarıyor, Şia’yı yanlış tanıtıyor” diyor. 

 

“Otelin mescidinde bir toprak parçası/kerpiç buldum, Şii Müslüman buna secde ediyor, bu tevazuya işaret ediyor, bu dinde bir ayrılık değildir. Aynı yerde bir de Kur’ân-ı kerim buldum, kocaman bir cilt. Önce, tedavüldekinden farklı bir Kur’ân mı diye tereddüt ettim, sonra baktım ki iki dile tercüme edilmiş, onun için büyük görünüyormuş, tedavüldeki Kur’ân’dan hiç bir fark görmedim” diyor. 

 

“Tedavüldeki Kur’ân” lafzı nasıl bir fitnedir ve nereye varacaktır idrak etmek lazımdır. Acaba doğru ve gerçek Kur’ân mı demiyor maksatlı bir şekilde tedavüldeki Kur’ân mı sözünü kullanıyor. Bu “tedavül” lafzı Kur’ân-ı kerimin her an değişebileceğine işaret olarak seçilmiştir ve sinsi bir ifadedir.

 

 

 

Müslüman kisvesindeki ajanlar!

 

 

 

Öte yandan İran "mezhepleri birleştirme projesi"yle neyi hesaplamaktadır. Bu bizim Diyanet tarafından bilinmekte midir?

 

Net olarak söyleyeyim ki projenin sonunda birleşilen yol küçük nüans farklılıklarıyla Şia olacaktır. İran’ın takıyyesini anladığınızda zaten iş işten geçmiş olur.

 

Mezhepleri birleştirme düşüncesinde olan İran’a "önce Sahabe-i kiram efendilerimizi sevmekte birleşelim" deseydiniz. Acaba ne cevap alırdınız.

 

Hazreti Ebubekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Aişe validemiz ve daha onlarca sahabenin can düşmanları ile dinde neyi oturup konuşuyorsunuz, söyler misiniz?

 

Bir taraftan Türkiye’nin başına çorap örülmeye çalışırken bir taraftan İslam dünyasını paramparça edecek adımlar İran tarafından atılırken siz de Ehl-i sünnet itikadını, inancını, yaşayışını bozmak için mi hareket hâlindesiniz? Henüz İran’ı tanımadınız mı?

 

Asırlardır Hristiyanlarla birlikte olarak İslam devletlerine kan kusturan İran’dan beklentiniz nedir?

 

1400 yıldır devam eden Ehl-i sünnet akaidini İran ile mi parçalayacaksınız?

 

Diyanet bunları düşünmekten aciz midir?.. Diyanet başkanından bu konuda mutlaka bir açıklama beklemekteyiz!

 

Artık şunu görelim; İran ve İsrail özel okullarında Sünni İslam dünyasını mahvedecek ajanlar uzun yıllar içerisinde yetiştirilmektedir. Bunlar Ehl-i sünnet kisvesi içerisinde İslam dünyasına yayılmakta, destek ve para ile en ön saflara fırlamakta; başkan, başkan yardımcısı, sözcü olmaktadırlar...

 

Parlak nutuklarla bir anda İslam dünyasının gözdesi hâline gelmektedirler. Sosyal medyada bulunan fenomenleri de onları parlatmak adına hazır kıta amadedirler.

 

Müslümanlar oturup konuşmadığı, itikatlarına vâkıf olmadığı, neredeyse hiç tanımadığı bu adamlara üç beş sözüyle meftun olmakta methiyeler düzmektedir.

 

Uyandığında ise “Ba’de harabü’l-Basra” sözü bir kez daha tezahür etmiş olmaktadır!

 

Son olarak devam eden İsrail’in Gazze katliamında da aynı senaryolar devrededir.

 

Bakınız önceki gün, eski ABD başkanı Trump, Kasım Süleymani’nin öldürülmesinden sonra İran’la yaşadıkları krize dair açıklamalar yaptı.

 

O açıklamalar bütün bu anlattıklarımızın ifşa edilmiş delili gibidir.

 

Müslüman uyanık ve basiret sahibi olur.

 

Ey Türk! Dinini, ecdadını iyi tanı ve seni yok olmaya doğru götüren büyük oyunları gör artık!   

 

 

 

 

 

TEFEKKÜR

 

 

 

Yamarsan dünyanı yırtarak dininden

 

Dinin gider dünyan da gider elinden

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Muharrem13 Kasım 2023 12:41

Her sözünüz çok doğru, elinize-dilinize sağlık. iran'ın abd, avrupa ve israil ile olan ilişki ve durumunu biliyorduk bunu da zaten trump açıkladı. bilinen durum açığa çıkmış oldu. daha dikkatli olmak lazım fetö' nünde benzer "ibrahim'i dinleri birleştirme projesi" vardı cia/pentagon projesiydi. "mezhepleri birleştirme projesi'de" aynı çağrışımı yaptı bana. aynı merkezli bu iran projesi...

Cüneyt11 Kasım 2023 15:37

Allah razı olsun hocam şunu çok iyiyıllardır biliyoruzki dünya muslumanlarının parçalanması ile ilgili atılan her adımda mutlaka iranında parmağı vardır

Z. Ya. 11 Kasım 2023 11:42

Hocam kaleminize sağlık sizden başka ehli sünnet e oynanan oyunları yazan yok

Numan Kutlubay 11 Kasım 2023 11:24

Kaleminize sağlık hocam...

Yılmaz Garip 11 Kasım 2023 07:25

Hocam Allahü Teala size hayırlı ve sıhhatli uzun ömürler ihsan eylesin.

Fatma11 Kasım 2023 04:44

Hocam ağzınıza sağlık. İran'ı ve habis emellerini, ve Suriye'de varil sarin bombalarıyla yaptığı katliamları daha çok gündeme getirin. Unutulmasın.

Resul10 Kasım 2023 21:51

Çok güzel bir yazı olmuş araştırma olmuş bunu devlet buyukleriylede dış işler bakanıyla diyanet işler bakanıyla ve son olarakta savunma bakanıyla paylaşımlı o kişiyi yakın mercek altına alsınlar takip etsinler sorguya çeksinler böyle vatan hainine fırsat vermesinler siz bu yazıyı bu kurumlarla paylaşmazsanız emeyınıze yazık olur genelde kalırsınız..

Hatice10 Kasım 2023 19:28

Allahuteala razı olsun tüm Türkiye okumalı

Atıf10 Kasım 2023 15:33

Kıymetli hocam, Ne güzel dile getirmişssiniz Rabbim din düşmanlarına fırsat vermesin inşallah

İrfan 10 Kasım 2023 14:23

Hocam Allah razı olsun bizleri aydınlattığın için.

Semra halıcı 10 Kasım 2023 14:05

Müslümanlar olarak çok uyanık olmalıyız bilinçlenmesi içerideki ve dışarıdaki düşmanımız iyi tanımalıyız. Teşekkürler hocam güzel bir yazı

ibrahim ethem MARAŞLI10 Kasım 2023 12:08

Sayın hocam emeğinize sağlık Ehli sünnet Müslümanlarının uyanık olması lazım İran fitnesi Gazzede yapacağını yaptı bizim saftirik ehli sünnet müslümanıda Sazan gibi daldı yazık bu insanlara olan çocuk ve kadınlara ve Yurtsuz vatansız kalan Filistin halkına oluyor,Mevlam İsrailin Ateşini de İranın Fitnesinide bir an önce söndürsün.

Tolgahan Karasu10 Kasım 2023 11:12

Ahmet hocam öncelikle bu yazdığınız makaleden dolayı çok teşekkür ederim. Yazdığınız ve anlatmaya çalıştığınız bilgiler bu vatan için o kadar kıymetli ve hassasiyet veren bir konuki, herkesin bilmesi öğrenmesi gereken şeylerdir. Öncelikle de devlet büyüklerimizin oynanan sinsi oyunu ve tuzağı görerek müdahale edilmesi gerekmektedir. Eğer dikkat edilmezse ilerde dediğiniz gibi çok insanın canı yanıcak. Bu konular bazıları için 2. Plana atılıyor gibi geliyor ve İslam'ın çocukları hep yanlış yöneliyorlar, şuanki olan en büyük örnekleri. Daha da durumlar vahim olmadan diyanet işlerindeki din düşmanlarını biran önce temizleyip üniversitelere itikadı sağlam eğitmenler görevlendirilmesi gerekmektedir. Saygımı ve sevgimi en içten dileklerimle size iletiyorum, Allah'a emanet olun hocam.

Gönül aktaş10 Kasım 2023 09:06

İran hakkında yazdıklarnız az bile olmuş kıymetli hocam ama bu ülkedede ögünü açmak istemeyen okadar çok insan varki ayağımıza değen taşlarınnereden geleceğini bilmek için türki hem içeride hem dışarıda herdaim dediğiniz gibi uyanık olaca almak da zorunda rabbim bu cennet vatını korusun müdafa etsin inşaallah gazzedeki katliyım haksızlıklarında sahiplerinide yüce Allah kahru perişan eylesin hayırlı bereketi cumalar

ssda10 Kasım 2023 08:07

iranın inancıda ,25 sünniyi öldürmek ,1 hristiyanı öldürmekten daha sevaptır..başka söze gerek yok

Abdullah 10 Kasım 2023 07:38

Kaleminize sağlık