Şantaj devreye girince!

A -
A +

İsrail-İran savaşı on ikinci gününde durdu. Savaşın son günlerinde İran dengeyi kurmuş hatta lehine çevirmişti. Demir kubbe eleğe dönmüştü. İran’ın rastgele gönderdiği füzeler yanında hassas vuruşları da oldu. Birçok mühim merkez havaya uçuruldu.

 

İsrail bugüne kadar tatmadığı duyguları keşfetti. En son Hürremşehr gösterisi büyük yankı uyandırdı. Füzelerin büyük çoğunluğu hedefini buldu ve düştüğü yeri Gazze’ye çevirdi. Ölü sayısının düşük görünmesine bakmayın, Yahudi, zevahiri kurtarmak için karartma uyguluyor.

 

Bu silahın zaten zor durumda olan İsrail’i ezeceği anlaşılınca, Trump’ı rezil geçmişi sebebiyle avucunun içinde tutanlar düğmeye bastı ve ABD müdahalesi geldi. Şantaj videoları bundan sonra da iş görmeye devam eder. Tabii saldırı İsrail cihetinden neye çare olacak yaşayıp göreceğiz.

 

Müdahalenin Amerika’yı batağa saplayacağını değerlendiren Trump aslında saldırı düşüncesinden vazgeçmişti. Esasen başından beri şu veya bu sebepten savaş taraftarı değildi. Bu yüzden başına gelmedik şey kalmamıştı. En son Los Angeles’ta meydana gelen hadiseler onu İsrail lehine savaşa zorlamak içindi. Nihayet MAGA’nın muhalefetine rağmen Neo-Conlar'ın dediği oldu. Hâlbuki gelişmeler her geçen gün diplomasi taraftarlarının elini kuvvetlendiriyordu.

 

Trump’ın alelacele ateşkesi duyurması hem ABD’nin hadiseyi kapatmak istediğini hem yapılan müdahalenin zoraki olduğunu gösteriyor. ‘Yaptık mı yaptık’ demek için yapıldı galiba. İran’ın el-Udeyd’e füze göndermeden önce muhatapları bilgilendirmesi bunu teyid ediyor. İşi daha fazla büyütmeyelim dediler anlaşılan. Yani yine anlaştılar...

 

Bakınız Başkan Trump âdeta yalvarıyordu: “Ateşkes artık yürürlükte. Lütfen onu ihlal etmeyin.” Tabii kanaatlerinin saatlik değiştiğini de unutmamak lazım. Her an bu sözünden de geri dönebilir çünkü birilerinin elinde iğrenç Epstein videoları var!

 

Öte yandan ateşkesten bir gün önce CNN bir haber geçmişti. Buna göre İran, “Savaş iki yıl sürebilir. Buna hazırlıklıyız. ABD doğrudan bedel ödeyecek” demişti. Burada bedeli sadece ABD ödemez ama ABD’nin de beli kırılır. Bu kadar trilyon dolarlık borca gark olmuş Amerika bu yeni maliyetin altından kalkamaz. Atom kullansa dahi kalkamaz çünkü varidat masarifin çok altında kalır. O saatten sonra İran yer ile yeksan olmuş, şu kadar milyon insanını kaybetmiş, bir manası kalmaz. ABD çöktüğüyle kalır.

 

Savaşta en önemli konu İran’ın nükleer santralleri idi. Şayet santraller hayati hasar almadıysa İran işi fazla büyütmeyebilir. ABD, dolayısıyla İsrail ile anlaşma yoluna gidebilir. Muhatapları da buna sıcak bakar zira İran’ı pare pare etme hedefleri varsa da Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan olma riski baş gösterdiği için bunu seve seve yaparlar. Atom bombası imal etmek bugünün dünyasında kararlı bir devlet için hiç zor değil. Hele onlarca senedir bu işe yatırım yapan bir rejim onu çoktan imal etmiş ve füzelerine takmıştır. Diyelim ki üretemedi. Bu noktada dahi dünyadan bunu temin etmesi mümkün. Kuzey Kore doğrudan veya diğer müttefikleri Kuzey Kore üzerinden bunu yapabilir. O başlıklardan birinin İsrail’e düşme ihtimali her türlü saldırıyı durdurur ve masayı getirir.

 

 

Kanser benzeri varlık!

 

 

İsrail İran’a karşı savaşı başlattığında ABD başta olmak üzere AB devletlerinin yanında duracağı anlaşılıyordu. Bu durum belki de İsrail’i en fazla yüreklendiren konu idi. Ancak savaşın uzaması İran taraftarlarının da diş göstermesine yol açtı.

 

Rus Devlet Başkanı Putin'in bir soru üzerine “İran'la temas hâlindeyiz, bugün de temas hâlindeyiz, yarın ve yarından sonra da olacağız... 200’den fazla Rus uzman İran'daki Buşehr Nükleer Enerji Santrali'nde çalışıyor. Sayı 600’e de çıkabilir. Bir yere de gitmiyoruz. Bu bir destek değil midir?” çıkışı İsrail ve batı blokuna verilen çok net bir mesaj...

 

Yine Dmitri Peskov’un, “İran’da rejim değişikliği zorlamasının kabul edilemeyeceğini ve İran lideri Hamaney’e yapılacak bir suikastın pandoranın kutusunu açacağını” söylemesi işin tehdit boyutuna vardığını gösteriyordu.

 

Çin Devlet Başkanı Şi’nin, “Çatışmanın tarafları, özellikle de İsrail, askerî operasyonlarını en kısa sürede durdurmalı” cümlesinin altı dolu. İran’a inen kargo uçakları bunun delili. Çin’in 2021’de 400 milyar dolarlık anlaşma yaptığı İran’ı ABD’ye yem edeceğini düşünmek akla sığmaz. Âdeta tapusunu aldığı İran’ı kimseye yedirmez. Bu anlaşmadan sonra ABD ve İsrail’in İran’a karşı tavrı sertleşmişti. Münasebetlerin bu noktaya gelmesinin en önemli sebebi bu. Ya benimsin ya kara toprağın hesabıdır.

 

İran Çin’le yaptığı anlaşmayı iptal etse ve Amerika’ya el uzatsa her şey bir anda güllük gülistanlık olur. Kuzey Kore’nin İsrail’e, “kanser benzeri bir varlık” dediğini de atlamayalım, zira kimse kanseri büyütmek istemez, izini dahi ortadan kaldırmak ister.

 

Wall Street Journal’a konuşan ABD’li kaynak, “İran’ın füze stoku İsrail’den iyi olabilir” diyor. Buradaki “olabilir”i kesin öyle diye anlamak yanlış olmaz. Kırk senedir füzelere yatırım yapan İran’ın, silolarını lebalep onlarla doldurması anlaşılamayacak bir konu değil. O kadar yıl yemeden içmeden bu yatırımı yaptı. Hava kuvvetleri son derece yetersiz lakin füze envanteri ABD’yi bu coğrafyada caydırabilecek evsafta.

 

 

85 milyon ajan mı var?

 

 

İran’ın dengeyi sağlayıp lehine çevirmesi savaşın başındaki gafletini telafi etmez. Eskiler "baskın basanındır" der. Savaşta baskın yapanın avantaj sağlayacağını ifade eder. Mutlak bir doğru olmasa da kesinlikle dikkate alınmalıdır. İsrail’in ilk gün İran’ı ne kadar zor durumda bıraktığı gün gibi ortada. Evet sonradan toparladı ama çok bocaladı. Böyle bir baskın yemeseydi bu kadar yalpalamazdı...

 

Türkiye olarak olup bitenlerden ders çıkarmamız lazım. Bizde olmaz, demekle kendimizi emniyete alamayız. Olmaz diyenlerin gayet tabii esbabımucibesi var. İran şu sebeplerden tuzağa düştü, biz bu sebeplerden sıkıntı yaşamayız diyecekler. Mamafih kılı kırk yararcasına bir dikkatle hareket etmemiz gerekiyor.

 

İnfazlar dışarıdan atılan bombalarla olmadı. Birçoğu mahallinden kalkan drone’lar ile gerçekleştirildi. Yer tespiti için teknoloji kullanıldı. Haberleşme cihazlarının yaydığı sinyalin takibi gibi. O rütbedeki insanlar böyle tedbirsiz davranır mı? Neticeye bakarak, “evet davranır” diyebiliriz. Lakin Genelkurmay başkanı ve Devrim Muhafızları Komutanı dâhil olmak üzere ordunun tepesindeki isimlerin hemen tamamı öldürüldü. Bu acı gerçek unutulmamalı!

 

İran devlet televizyonu, WhatsApp’ın cep telefonlarından silinmesini istedi. Televizyona göre İran’daki WhatsApp uygulaması kritik konum bilgilerini bilinmeyen bir yere düzenli olarak atıyormuş. Eğer bu doğruysa ki doğru olmaması için hiçbir sebep yok, bizde de 85 milyon "ajan" var demektir!..

 

Ülkenin birçok yerinde İsrail için bombalı drone üretilebilmesi, istihbaratın da elek gibi olduğunu gösteriyor. İran eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, İran İstihbarat Bakanlığında İsrail’e karşı koyma biriminin en yüksek sorumlusunun İsrail ajanı olduğunu söylemişti ki, sözün bittiği yer burası olsa gerek.

 

Hizbullah'ın üst seviyedeki bazı komutanlarının Nasrallah suikastından sonra İsrail’e sığındığı söyleniyor. Lübnanlı Şiiler büyük şaşkınlık içindeymiş. Anlaşılan Yahudi, mollaların kılcal damarlarına inmeye gerek görmemiş, atardamarında dolaşmayı tercih etmiş. Şimdi gel de bunu anla. Abdullah bin Sebe demek ki böyle insanları kandırarak Şiiliği kurmuş. Bu kadar ahmaklık çok fazla. Şiiler için bile fazla…

 

Türkiye olarak istihbaratımızı baştan aşağı gözden geçirmek zorundayız. Zaaf görünmese de bunu yapmalıyız zira böyle bir saldırıyla karşılaşmadık. Gözümüzden kaçan birçok şey olabilir. Ceplerimizdeki telefonlar, onlara yüklenmiş programlar, akıllı biletler, akıllı arabalar, artık ne kadar "akıllı" dediğimiz şey varsa hepsi birer millî güvenlik meselesi! Hem de en ileri safhada. Dolayısıyla her birini millileştirmek büyük önem arz ediyor. Aslında belki tek başımıza değil ama İslam dünyası olarak bütün ihtiyaçlarımızı kendimiz karşılıyor olmalıyız. Elbette orada da sıkı bir kontrol işin olmazsa olmazı...

 

Aselsan'dır, Roketsan'dır, ne kadar kritik müessesemiz varsa hepsini dağların altına taşımalıyız!.. On beş tonluk bombaların hatta nükleer bombaların zarar veremeyeceği kadar derine. Orta ve uzun menzilli füzelerimizi artırma kararı aldık. İyi de bunları hangi hızda üreteceğiz ve nerede koruyacağız? Tabii ki onları da yine dağların altına kuracağımız silolara taşımalıyız. İran nükleer tesisini yerin yüzlerce metre altına kurmuş. Amerika’nın başlangıçtaki tereddüdünün bir sebebi de bu olabilir çünkü kılıcı çekince boynu vurmak gerekir. Vuramazsan o kılıç döner senin boynunu vurur!

 

Bütün bunlardan sonra bize bir şey olmaz diyen varsa o, ya çok cahildir ya da vatan hainidir!

 

 

TEFEKKÜR

 

 

Hak teâlâ intikâmın yine kul ile alır,

 

Bilmeyen ilm-i ledünnî ânı kul yapdı sanır.

 

 

 

Ahmet Şimşirgil'in önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.