Bugünlerde sağ kalanlar geleceğe umut olacak...

Sesli Dinle
A -
A +

Yeniden bir faiz indirim kararı açıklamasına şahit olduk ve sonuç bizi şaşırtmıyor aslında. Sürpriz bir sonuç bekleyenler için her zaman aynı uyarıyı tekrar etmek zorunda kalıyorum: Şu an içinden geçtiğimiz süreç ve söz konusu sürecin oluşturduğu şartlar siyaset kurumunun iktisat dizininde bahsedilen yöntemlerle yola devam etmesini engelliyor.

 

Politika uzmanlarının “tek yöne girmiş siyaset” olarak adlandırdığı bu süreçte, çok ciddi bir gelişme olmadan dönüş yapılması mümkün değil. Piyasalar serbest olmadığı için, serbest piyasa mantığıyla yapılan eleştirilerin de siyaset cephesinde kabul görmediği hatta muhatapları öfkelendirdiği de gözüküyor. O zaman yapılacak en faydalı iş, bundan sonra atılacak adımları tahmin etmeye çalışarak reçete üretmek ya da kestirmeden giderek “işler daha sertleşecek” diyerek normal zamanlarda abartılı sayılabilecek tedbirleri almak...

 

Faiz düşüşlerinden pek az kişinin faydalandığı göz önüne alındığında, işletme sermayesi eksikliği çekecek olan firmaların işlerini bir süreliğine dondurmaları, gücü yetenlerin de en az 3 aylık ciroları kadar bir miktarı ihtiyat olarak tutmaları gerekir. Halka arz hele ki BİST güçlü seyrederken mutlaka yapılması gereken bir işlem. En azından borçlanma maliyeti oluşturmayan bir kaynak temini olarak değerlendirilmeli...

 

Faiz indirimleri geçen yıl başladı ve devam ediyor. Enflasyonun sert şekilde yükselişi de aynı dönemde gerçekleşti. Sanıyorum faizleri düşürmenin amaçları konusunda bir kafa karışıklığı var. Faizin düşüklüğü, kurları yükseltip cari açığı düşürecek ve enflasyonu da durduracak idi. Meseleye şöyle bir açıklık getirmek lazım:

 

Türkiye'nin ithalatının %90'a yakını enerji ve bunun yanında üretim için gerekli girdiler olduğu için, küresel şartlar dahilinde sürekli yükselen emtia fiyatları sebebiyle cari fazla vermek zaten mümkün olmayacaktı. Ancak bunun üzerine bir de kur yükselişleri eklenince enflasyon ivmelendi. Maalesef tüm bu gelişmeler ve tedarik endişeleri fiyatlama davranışlarında bozulmalar getirdi, hayat pahalılığı raydan çıktı. Bu durumun yan etkilerini yatıştırmak için ücretlerin sürekli artırılması enflasyonun yapışkanlığını artırdı... 

 

 

 

 

 

Şartlar daha da sertleşecek!..

 

 

 

Türkiye'deki bordroluların önemli bir kısmı asgari ücretli olarak çalıştığı için hükûmetimiz artış oranlarını bizzat ele aldı ancak bu sefer de firmalarda çalışma barışı bozuldu. İşverenler asgari ücretli olanlara zam yapmak için devletten işaret bekler hâle geldi. Asgari ücretin bir seviye üzerinde ücret alarak çalışanlar da bundan nasibini aldı. Ev sahipleri kiracılara "en az asgari ücrete yapılan zam kadar yapacağım" diyerek baskı yapmaya başladı. Asgari ücrete bakılarak hesaplanan tüm fiyatlamalar tolerans sınırlarını aştı. 

 

Sonuç olarak, düşük faiz politikası belki de "engellenemeyen" ya da "kendi hâline bırakılması gereken" enflasyona karşı ılımlı bir büyüme oranı yakalamak içindi. Şu ana kadar yüksek enflasyon-yüksek büyüme gibi bir döngünün içindeyiz diyebilirim. Büyüme yavaşlarken enflasyon da baz etkisiyle gerilerse bu amaca ulaşmış gözükeceğiz. Ancak, bedelini ödüyoruz. Çok lazım olan döviz rezervlerini kaybetmek, kamu maliyesindeki bozulma, yükselen hayat pahalılığı ve mecburen katlandığımız "kendi ülkemizde yabancılaşma" ödediğimiz faturaların sadece bir kısmı. 

 

Bundan sonraki süreçte politika faizleri düşürülürken iktisadi yavaşlamanın ortaya çıkacağı, enflasyonun yüksek kalmaya devam edeceği, enerji maliyetlerinin kolay kolay sakinleşmeyeceği, piyasaları düzenleyen mevzuatın sertleşeceği, kurların yükselmeye devam edeceği öngörüldüğüne göre seçim öncesi başlatılacak kredi kampanyalarını kaçırmamak gerekiyor. Enflasyonun dörtte biri kadar kaynak maliyeti kaçırılmaması gereken bir fırsattır diye düşünüyorum.

 

Tabii tüm bunların bir maliyeti olacak. Bütçe açığı ve cari açıkta hedeflerden şaşılacak, büyüme 2023’te yavaşlayacak, işsizlik ise geniş tanımlı olarak yüksek kalmaya devam edecek. Ücret artışları ve maliyetler firmaların kâr kriziyle baş başa kalacaklarını bizlere söylüyor... Bu mücadeleden sağ çıkacak firmaların tecrübesini dikkatle incelemek, gelecekte yaşanacak başka süreçler için bizlere ışık tutacak diye düşünüyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.