Devlete muhabbet; devletten nefret

A -
A +
Devletçi olmak farklı bir kavramdır, o bir ideolojidir ve bu tarif, medeniyetimizin dışındadır. "Devlet"ten anladığımız, milleti millet yapan hemen her değere düşman kesilmiş Tek Parti oligarşik diktası, yahut darbe dönemlerinde kendilerini devlet olarak sunan birtakım zorbaların çizdiği portre değildir.
Bizim, devlet anlayışımız şudur:
Yüz akı bir medeniyet inşa etmiş olan şerefli ecdadımız, "ya devlet başa; ya kuzgun leşe!" derken hangi devleti kastediyorduysa ve "din-ü devlet, mülk-ü millet" derken yine hangi devleti kastediyorduysa muradımız o devlettir.
Adil.
Müşfik.
Dünya önünde vatandaşının başını dik tutan esas teşkilat.
Geçmişimizde devlet düşmanlığı yoktur. Tam tersine devlet, babadır. Atalarımızın bir nesep babaları vardır; bir de devlet babaları. Bu babayı, Padişah temsil eder. Padişah devletin, devlet de padişahın temsilcisidir. İkisinin de birbirine karşı, millete dahası ümmete karşı ağır mükellefiyetleri vardır. Bu devlet nizamında müslim de gayrı müslim de huzurla yaşayacaktır. Devlet denen erk bunu temin etmeye mecbur ve mahkûmdur. Çünkü onun "Devlet-i Ebed Müddet" gibi cihanşümul bir iddiası vardır. Bu devlet anlayışını Hazreti Ömer, mayalamıştır. Fırat'ın kenarında bir kurt bir kuzuyu kaparsa bunun mes'ulü Halife Ömer'dir, yani devlet reisidir. Peki adaletin bayrak ismi 'faruk' unvanıyla hakkı batıldan tefrik etmede yekta o Hazreti Ömer'in dünyasında bu devlet fikrini inşa eden kimdir? Peygamberler Peygamberi,  aleyhissalatü vesselam.
Sanılmasın ki Devlet-i âli Osman, tarih sahnesinden çekilmekle kayıplarımız bildiklerimizden ibarettir:
Millet ulus olunca; devlet de parti oldu...
Zarf ve mazruf denklemi tam olmayınca jandarma dipçiği, polis falakasıyla ortaya çıkan devlet yüzü sevimsiz ve korkutucu geldi. İşkencehanelere, karakollara kadar nice berbat işler, uğruna ölünen devlete gölge düşürdü, muhabbetle nefret yer değiştirdi.
Son senelerde devlet kavramında kargaşa yaşanıyor. Bizatihi devlete düşmanlık duyulmakta.
Bu düşmanlık moda oldu.
Bu düşmanlık prim yapmakta.
Bu düşmanlık ucuz kahramanlıklar kazandırmakta.
İnsan, eşref-i mahlukattır; devlet de o insana din ve dünya saadetini kazandırmakla sorumludur.  "Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!" "Din-ü devlet, mülk-ü millet" sözlerine dikkat kesilmeli. Devlet, hakim olmazsa, kuzgun denilen yaramaz taifesi, devlete hakim olur. Devletin malına el uzatmayı haram sayma ahlâkından "devletin malı deniz, yemeyen akılsız" seviyesizliğine düşüldüğü zamanlara gelince fütursuzca yapılan devlet düşmanlığının, fikirden ziyade anarşizm olduğu dikkatli gözlerden kaçmaz. Bu kaos ve anarşi içinde sahte kahramanlar, devlet düşmanlığıyla itibar kazanma peşindeler. Bir asırdır bu topraklarda çekilenler, zaten sahte kahramanlar yüzündendir. Evvela devlet idraki yerli yerince oturtulmalı sonra da gerektiğinden "ya devlet başa, ya kuzgun leşe denebilmeli".
Devlet-i Ebed Müddet gayesinden taviz veremeyiz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.