Harekâttan vazgeçme şartı

A -
A +

"Haydi hayırlısı" demekten başka çare yok. Bu tezkerenin meclisten çıkması gerekiyordu. Çıktı, üstelik de büyük bir çıkış oldu. Tezkereye sahip olmak, hükümetin silah ruhsatı almasıdır. Belinde ruhsatlı silah olan, devletin kendini akredite etmesinin verdiği bir rahatlık içindedir. Sorumluluğunun şuurundadır. Ama aynı zamanda rahattır. 507 oyluk devâsâ bir desteği arkasında hisseden Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, bu terör probleminde taraf olanlarla da dünya ile de o güven içinde konuşabilecektir, konuşmaktadır. PKK terörünün azıp bu günlere gelmesinde büyük günahı olan Suriye, bugün yeni yönetimiyle Türkiye'ye tam destek vermekte. Amerika, Türkiye'yi her gün biraz daha kaybederken yeniden doğrulan Rusya, İran'ı yanına çekme arayışında... Bir harekât halinde bu iki devletin de diyecekleri olacaktır. Rusya Federasyonu... Ve İran, nasıl bir tavır alırlar? Özellikle İran'ın ne diyeceği, ABD'nin ne söylediğne bağlı olacaktır. Rusya ise gelişmelere göre hareket eder. Şunu demek istiyoruz. ABD yalnızca Türkiye'yi her gün biraz daha kaybetmiyor. Hiç farkında olmadan bölgede SSCB murisi Rusya'ya da yer açıyor. Ona saha temizliyor. Dün "Moskof" diye nefretle konuşulan Rusya mı Amerika mı Türkiye'de daha çok sempati sahibidir? Meraklıları araştırsın. Yarın "İran, Rusya, Türkiye ittifakı oluşturalım" diyenler çıkabilir. Dün bir ara üstelik de askerlerden çıkmıştı bile. Hatta harekât olur ve kızışırsa NATO dahi sorgulanır. Sorgulanmak bile bir tarafa, NATO kendi içinde çatışmaya girebilir. Nazari planda bile olsa bunlar mümkün. Bir fikir ki yüzdeler hanesinde yer alır, öyleyse bir şekilde güneşle buluşur. Buna rağmen son bir gelişme ümit verir yolda. Beyazsaray, Ankara'nın şiddetle bastırmasına dayanamadı. Âli Amerikan çıkarları, nasılsa meclis başkanlığına gelmiş yaşlı bir kadının keyfine bırakılmıyor. Komisyondan geçen soykırım iddiasına dair tasarı oylanmayacağa benziyor. Tasarının oylanmaması Türkiye'nin diplomatik zaferi olacaktır. Şimdi ikinci diplomatik zaferi bekliyoruz. Bu iktidar, pek kısa bir süre önce... Yüzde 50'ye yakın oyla seçim kazandı. Meclis başkanlığını aldı. Kendi içinden Cumhurbaşkanı çıkardı. TBMM'den elde ettiği 507 oyla sınır aşma yetkisine mazhar oldu. Ermeni patırtısı karşısında Amerikalı ahmakları Amerika'da pes ettirerek ipi göğüslemek üzere. Bu pazar günü referandum da büyük ihtimalle "evet"le noktalanırsa daha ne ister? O zaman tezkere sürecini en akıllı, dirayetli ve basiretli şekilde yönetmeye mecbur ve mahkûm olacaktır. Bu çetin yolda da göndere diplomatik zafer bayrağının çekilmesini bekleriz. Bugünkü Kuzey Irak dünkü Suriye'dir. Dünkü düşman Suriye bugün tam dost. Öyleyse tamamı Şafii Müslüman olan o bölge insanı neden düşman olsun? Onları düşman yapan birileri var. İki taraf da ölülerine şehit diyecektir. Terörist düşmandır, kukladır. Ancak halk kardeşimizdir. Bugün... Bir tek dert var: Kanın durması. Mehmetçik de sivil de Kürt de başkası da ölmesin. Bunun için de terörün belinin kırılması şart. Öyleyse başbakan sayın Erdoğan'ın pazarlık teklifi doğrudur. Recep Tayyip Erdoğan, harekattan vazgeçme şartı olarak Irak başbakanıyla Cumhurbaşkanı muavininden PKK elebaşlarını Türkiye'ye teslim etmelerini istemiş. Onların buna gücü yeter mi? Şüpheli. Herhalde bundan olmalı ki başbakan 5 Kasım'da konuyu Bush'a da açacak. Bush yönetimi, Ermeni tasarısı konusunda basiretli davranmasına mukabil harekât için incitici laflar etmekte. Tehdit algılaması yüksek laflar yerine Türk hükümet başkanına kulak verip adresleri bile masasına bırakılacak teröristleri paketlettirip teslim ederse bu Türk Amerikan dostluğunu kurtarır. Belki NATO'yu bile. Belki bir savaş tehlikesini de ortadan kaldırır. Ver teröristi tezkereyi yırtalım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.