İİT

A -
A +

İİT/İslam İşbirliği Teşkilatı'nın önceki adı İKT/İslam Konferansı Teşkilatı idi. BM/Birlşemiş Milletler Teşkilatı'ndan 24 sene sonra 1969'da kuruldu. 57 İslam ülkesi İİT üyesidir. Bütün İslam coğrafyasını kucaklamaktadır. 57 Devlet, BM üye tam sayısının dörtte birinden fazladır. BM var olduğu halde İİT'nin kurulmuş olması bir ihtiyacın ifadesidir. Her ne kadar İİT, BM'ye rakip olmasa da bir bozuk gidişatı telafi için doğduğu gerçektir. Çünkü BM, emperyal bir haksız yapılanmanın şekillenmesidir. BM Güvenlik Konseyi, fütursuzca haksız uygulamalara imza atmakta ve hiç bir itiraza da oralı olmamaktadır. 5 Konsey üyesi devletten birinin iradesi, bütün diğer devletlerin iradelerinden daha güçlüdür. Ne varki İKT döneminde bu maksada hizmet mahiyetinde unutulması mümkün olmayan hiç bir çalışmaya imza atılamadı. Teşkilat, ağır davrandı, neticesiz toplantılar yaptı. Ses getiremedi, caydırıcı olamadı. Bunda üye devletlerden bir kısmının samimiyet dereceleri rol oynar mı? Bilmiyoruz. Ama sonuç buydu. Bu itibarla ismini yenilemiş teşkilatın kendini de yenilemesi, kan tazelemesi, bugüne kadar yaptıklarını, yapamadıklarını esaslı şekilde gözden geçirerek 5 yıllık, 10 yıllık hedefler çizmesi ve yoluna azimle devam etmesi gerekir. İİT, bir İslam BM'si mes'uliyetiyle çalışmalıdır. Bunu derken BM olmasın, İİT üyesi devletler, BM'den çıksınlar tarzında bir teklif yapmıyoruz. Ancak, BM'yi kendine çeki-düzen vermeye zorlamalıdır. Bu günahı çok teşkilat, soğuk savaş havasından çıkmalı. BM, Güvenlik Konseyi'nin sanki rehinesidir. Patron devletler, diğer bütün devletleri kararlarına mecbur etmektedirler. İİT evvela bu haksızlığı ortadan kaldırmalı. İki milyara yakın İslam Coğrafyasının tam ve layıkıyla sözcüsü olabilmelidir. İİT üye devletlerden birine şu ülkeye petrol vermeyeceksin dediğinde o satış yapılamamalıdır. Güçlü, dirayetli, itibarlı bir İİT için mekân ve imkân şartlarının çok ehemmiyetli olduğu şüphesizdir. Mevcut merkez, Ciddedir. Oradan İstanbul'a taşınması gerekir. İstanbul, bir dünya şehridir. İİT merkezinin İstanbul'da olması teşkilata çok şey katacaktır. Bunun dışında bir de güçlü bir bütçesi olması gerekir. Teşkilat resmi dilleri arasında Türkçe'nin olmaması ise izahı mümkün olmayan bir haldir. Artık hadiselerin gecikmiş olarak arkasından gelen, sadece temenni eden, sadece kınayan, sözü kaale alınmayan bir teşkilat değil, gündem tayin eden, zamanında tavır koyan, müeyyide gücü olan bir güçlü İİT var olmalı. İslam dünyasının böyle bir teşkilata ihtiyacı bulunmakta. Adil dengeleri tesis için dünyanın da ihtiyacı var.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.