Güney Asya'da sel felaketine maruz kalanlar için Pazar günü İstanbul'da bir konser düzenlenmiş. 130 sanatçının katıldığı konser, 12 saat sürmüş. Bundan dolayı Guinness Rekorlar kitabına aday oldu. Ne var ki bu sonuçlar fazlaca bir şey ifade etmiyor. Konser, hayal kırıklığına uğratmış vaziyette. Yapılan yardımlar dahil elde edilen gelir, sadece 72 bin dolar. Salonun yarısının bile dolmaması organizatörleri kızdırmış. Onlara göre halk üzerine düşeni yapmadı. Hakikaten salon niçin boş kaldı, gelir neden düşük oldu, suçlu halk mı? Konser çok iyi duyurulamadı, bu birinci sebep olabilir. İkincisi kimin sanatçı olup olmadığı, o sanatçının halkı ne kadar temsil edebildiği ve böylesi zamanlarda ne kadar inandırıcı olduğu? 200 bin kişinin öldüğü, bir o kadarının mağdur olduğu bir felaketin yol açtığı yaraların sarılması için sahneye çıkan bazı sanatçılar, o ölülere, o yaralılara, gözü yaşlılara ne kadar saygılıydı? Böyle zamanların kıyafeti her zamanki sahne kıyafeti midir? İyi niyet olsa da esasın gözden kaçmaması gerekir. Sanatçı nerede ne sattığının farkında olmalı. Şöhret olmakla her şey olunmuyor... Bir soru? O 130 sanatçı, bir konsere ücret almadan çıkmakla vazifesini yapmış oluyor mu? Gerçek sanatçı, ortaya koyduğu fedakârlıkla ölçülür. Sadece onlar değil, mankenler, futbolcular ve toplumun üst gelirini toplayan herkesin elini cebine atması gerekir. Gerekir de gereğini kaç kişi yapar? İyilikten nasibi olan. Saydıklarımızın arasında da öyleleri vardır. Fakat asıl kahramanlar üstüne düşeni yapmadığı zannedilen halkın arasında. İyilik eden iyilik bulur. Gün iyilik günüdür. Biz burada bayram yaparken bir ânda hayatta yapayalnız, evsiz barksız kalan çamurlar içindeki insanları unutmamalıyız. Siz belki de acıyı paylaşmakta acemi bulduğunuz sanatçıları protesto için o konsere dönüp bakmadınız ama yarın bayram. Yarın o insanlar nasıl gülecek hiç düşündünüz mü? Acılar dinmezse, acılar paylaşılmazsa yüzler gülmez. Bugün insanlığın görevi felaketzedelerin yardımına koşmak, onlarla birlikte olmak... Bir füzeye harcanan para, kim bilir kaç çukulata renkli gencin bembeyaz dişleriyle gülmesine imkân verir. Bir nafile hac parası da öyle... Bir sanatçının bir gecelik sahne geliri de... Güney Asya'da yaşanan depremi, kopan fırtınaları, taşan selleri yüreğinde hissedenler, Açe, Endonezya ve ötekiler uzakta osa bile iyilik çok uzakta değil... Yardımı zenginler değil, gönlü zenginler yapabilir. Yardım ediniz, dua ediniz, paylaşınız.. Böylece insan olmanın keyfini çıkartırsınız. O zaman bayramı hak edersiniz... Her kıymetin bir bedeli var bayramın da...