Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, 26 Ağustos 1071'de Malazgirt'te imparator Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusunu hezimete uğratamasaydı belki daha sonra Anadolu hep Hıristiyan kalacak, Türkler İran'dan bu yana gelemeyeceklerdi. Gerçi bu zaferden evvel Selçuklu akıncıları tâ Ege ve Marmara kıyılarına kadar vur kaçlar yapmaktaydılar. Fakat Malazgirt ovasında karşılaşan iki ordu arasında büyük sayı farkı vardı. Bizans Ordusu Türk Ordusunun 5 katıydı. Bu harp neden çıktı? Mısır'daki şii Fatimi devleti, İslam ülkeleri için tehlike arz etmeye başlamıştı. Bunun üzerine Alparslan, Mısır üzerine yürüme kararı aldı. Suriye'ye geldiğinde Bizans, rahatsız oldu... Romen Diyojen, Türklerin doğu hudutlarında olduğunu haber alınca ordusunu topladı. Niyetini açıkladı. Selçuklu Türklerini Rey'den de öteye sürmek istiyordu. Frank, Slav, Gürcü, Ermeni, gayrı Müslim Balkanlı Türkleri ile birlikte 200 bin kişilik bir ordu teşkil edip şarka doğru yürüdü. Vaziyeti haber alan Alparslan, Suriye'den geri döndü. Bağdat'taki Abbasi Halifesi el Kâim'den dua talep etti. Önce 25 Ağustosta Romen Diyojen'e sulh teklifi için elçi gönderdi. Fakat heyetimiz hakarete uğradı. Ulema, muharebenin cuma günü yapılmasını tavsiye etti. Halifenin emriyle cuma hutbelerinde askere dua edildi. Sultan Alparslan, beyaz bir kıyafet giydi. Şehit olduğunda bununla gömülmesini vasiyet etti ve yüce Allah'a yalvardı: "Ya Rabbi! Sana tevekkül ediyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda cihad ediyorum. Ya Rabbi niyetim halistir. Bana yardım et. Sözlerimde hilaf varsa beni kahret!.." Sonra askerlerine şu nutku irat buyurdu: "Askerlerim! Burada Allah'tan başka Sultan yoktur. Kader O'nun elindedir. Bu sebeple benimle gelmek veya ayrılmakta serbestsiniz!.." Askerler hep bir ağızdan bağlılıklarını dile getirdiler. Türk Ordusu, 40 bin kişiydi. Alparslan, bir savaşa mahsus psikolojik taktikler dahil ne varsa kullandı. Ordunun Rey'e çekilmekte olduğu havadisini yaydı. Düşman içlerine casuslar yolladı. Uz ve Peçenekleri karşı taraftan kopardı. Hilal çevirme Harekâtıyla düşmanı yer ile yeksan eyledi. Diyojen tutsak düştü. Bu muhteşem harbin tafsilatlı safahatı tarih kitaplarından okunabilir. Onu gündeme taşımamızın sebebi Malazgirt'e dikkat çekmek içindir. Çanakkale, Sarıkamış son senelerde ilgi görür oldu. Fakat zaferlerin başlangıcı Malazgirt nisyana terk edilmiş durumda. Malazgirt'in yeri bile bilinmiyor. Muharebe tarihi söylenemiyor. Komutanı hatırlanmıyor. Malazgirt şehitleri küskün olabilir. Bir Malazgirt ruhu, aşkı, rüzgârı yaşamamız lazım.