Demokrat Parti, Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi... Ve şimdilerde tekrar Demokrat Parti. Demokrat Parti, 1945'te kuruldu. 1946 Seçimlerine girdi. 14 Mayıs 1950'de iktidar oldu. Demokrat Parti'nin sembol ismi Adnan Menderes'ti. 1950-60 arası Türk siyasî hayatına bu parti mührünü vurdu. 1960-80 aralığı Adalet Partili dönemdir. Adalet Partisi'nin alemi de Süleyman Demirel'dir. Adalet Partisi, önceleri açığa vuramasa da darbe rüzgârları dinince DP'nin devamı olduğunu ifade etmeye başladı. Fakat bu parti 12 Eylül 1980 Müdahalesiyle tarihe karıştı. 1983'te ANAP siyasî hayata girdi. Turgut Özal, ilk günden Menderes'in devamı olduklarını dile getirmeye başladı. Çalışkanlığıyla Adnan Menderes gibi, reformlarıyla daha radikaldi. O yıllarda Süleyman Demirel, Hamzakoy'dan talimatla DYP'yi kurdurdu. 90'lı yıllar gerek DYP ve gerekse ANAP için ancak koalisyonla sürdürülebilir zamanlar oldu. 3 Kasım 2002 DSP, MHP, ANAP ve DYP'yi köklü muhasebelere zorladı. Sanki bitmişlerdi. Mesut Yılmaz, Tansu Çiller ve Besim Tibuk politikayı bıraktılar. Mehmet Ağar, DYP'nin başına seçildi. ANAP âdeta sahipsiz kaldı. Sonrası aslında çok yeni, anlatmasak, hatırlatmasak da olur. 22 Temmuz 2007 Seçimleri öncesinde Erkan Mumcu AK Parti'den koptu, eski partisinin adını ANAVATAN yaptı, tabelasını değiştirdi. Grup kurabildi. Derken ANAVATAN'la DYP arasında birleşme pazarlıkları başladı. Hatta anlaşıldı bile. DYP kongre yaparak adını DP diye değiştirdi. Yine o tarihlerde Erkan Mumcu, eski genel başkan Mesut Yılmaz'a Abdullah Öcalan benzetmesi yapınca partisi istifalarla sarsıldı. Bu ara iki lider, cumhurbaşkanlığı seçimi için TBMM'deki oylamaya girmediler. Halk Anayasa Mahkemesi'nin 367 keşfine öfkeliydi Ağar ve Mumcu meclise girmeyince 28 Şubat artığı zihniyet eseri yeter sayı zorlaması sebebiyle cumhurbaşkanı seçilemedi. Seçmen bu olaya mim koydu. Bu arada sürpriz bir gelişmeyle iki parti birleşmedi. Anlaşıp birleşememek gibi bir tezat yaşandı. Ama DYP bir kere DP olmuştu. Elbette olanda hayır vardı, bir anlamda aslına rücû etmişti. Anavatan seçime girmeme kararı aldı. Mehmet Ağar hakikaten çok çalıştı. Ancak halk kararlıydı. Bu yüzden DP meclis dışında kaldı. Mehmet Ağar istifa etti. DP hüsrana uğramıştı. İşte Süleyman Soylu böyle bir maceradan sonra DP genel başkanlığına seçildi. Zor işe talip oldu. DP için çok doğru bir tercihtir. DP çizgisini siyasette pişmiş, çalışkan, sevilen ve sabırlı bir insan devam ettirebilirdi. Süleyman Soylu böyle bir isimdir. Genç, çalışkan, bu milletin mayasından ve saygılıdır. Uzun seneler DYP İstanbul il başkanlığı yaptı. Mantık, muhakeme ve hitabeti yerindedir. İlginçtir biz simasını merhum Menderes'e benzetmekteyiz. Kırgın, küskün, köşesine çekilmiş partililerini toparlayarak yeni bir kan tazelemesine gideceği bellidir. Bugün Türkiye'de güçlü bir iktidar var. Fakat güçlü bir muhalefet yok. Muhalefet cephesinde boşluk yaşanıyor. Muhalefet partileri bir şeyin farkında değiller. Artık nesiller, zamanlar değişti. Bağırarak çağırarak muhalefet yapma devri değil. O günler çok arkalarda kaldı. Nasıl muhalefet yapılacağını tebrik için konuştuğumuzda Süleyman Soylu'ya söyledik: -Tenkid etme, teklif yap... Artık muhalefetten beklenen budur. "Kötü" demek çok bir şey ifade etmiyor. İyi nasıl elde edilir, iyiye nasıl varılır? Bunun gösterilmesi lazım. Bundan böyle muhalefet partileri de iktidar partileri de külliyen red üslubunu terk etmeliler. Muhalefet "iktidarın şu projesini destekliyoruz veya şu kadarını destekliyoruz" diyebilmeli. İktidar da "muhalefetin şu teklifini aynen benimsiyoruz, teşekkür ederiz, olduğu gibi hayata geçireceğiz" demeli. Bunu yapabilen muhalefet sevilir ve büyür. Bu üslubu seçen iktidar uzun ömürlü olur. Bugün ortada modern zamanlar seçmeni var. Onlar, dünyayı takip etmekteler. Biz sayın Süleyman Soylu'ya yine aynı tavsiyede bulunuyoruz. "Tenkid etme teklif yap." Tabiî ki eleştirisiz muhalefet olmaz, işin tabiatına yakırıdır, fakat ağırlık, fikir, teklif ve proje üretmek olmalı. Ve bir de ekibini, kurmaylarını iyi seçmeli. Mecliste şahsiyetli, haysiyetli, dengeli isimlere ihtiyaç var. Hayırda, hizmette, fazilette, iyilikte yarış bekliyoruz. Bu prensiplerdeki bir DP güdeceği soylu ve sorumlu siyasetle iktidarı gölge gibi takip etmeli, hata ve yanlışlara fırsat vermemelidir. Allah utandırmasın. Kazanan Türkiye olsun.