Turgut Özal -II-

A -
A +

24 Ocak 1979 Ekonomik kararlarıyla Türkiye, kısmen olsun yoksulluktan toparlandı. Kararların sahibi Turgut Özal'dı. Ticari hayat düzlüğe çıkınca asker, darbe yaptı. Ancak elleri mahkûmdu, Turgut Özal amiral Bülend Ulusu kabinesinde ekonomiden sorumlu devlet bakanı oldu. Özal, zengin birikimlerinin, ufkunun ve hayallerinin farkındaydı. Bunları ülkesiyle paylaşmak istiyordu. Ama bunu bir bakanlıkla gerçekleştirmesi mümkün değildi. 20 Mayıs 1983'te Anavatan Partisini kurdu. ANAP kurulduğunda ortada emir-komutayla tesis edilmiş iki parti vardı: Turgut Sunalp'in MDP/Milliyetçi Demokrasi Partisi ve Necdet Calp'in HP/Halkçı Partisi. Aslında darbeciler Amerikan sistemine özenerek iki parti isteğindeydiler. Fakat bir tehlike görmediklerinden Turgut Özal'a izin vermişlerdi. Seçim sathi mailine girildiğinde hava, MDP'den yanaydı. Başında bir emekli general vardı. Bu generalin ramazan ayında sigarayı çekip dumanını erlerin burnuna üflediği duyulmaktaydı. HP'nin başındaki ise Milli Şef'in kalemi mahsus müdürü idi. Seçimler öncesi TV tartışmasında Özal, 'Boğazköprüsünü satacağım' dediğinde hisselerin satılacağını anlamayarak 'sattırmam!' çıkışıyla hatırlanmaktadır. Sülün Osman, köprü satışıyla, Necdet Calp de köprü sattırmayışıyla şöhret olmuştur. Turgut Özal, partiyi kurmuştu ama meclise girip 10 kişilik grup kurup-kuramayacakları konuşulmaktaydı. Buna ihtimal verilmiyordu. Hatta parti içinde de inanç buydu. Nitekim sayın Vehbi Dinçerler'in dediğine göre genel başkan Özal, arkadaşlarına 'bu seçimlerde meclise 10 milletvekili gönderebilirsek gelecek seçimlerde Allah'ın izniyle iktidarız' diyordu. Lakin kulun tahmini değil, Allah'ın takdiri gerçekleşti. ANAP TBMM'ye 10 değil, 211 milletvekili gönderdi, Özal, Başbakan ve partisi tek başına iktidar oldu. Kader levhası, Turgut Özal'ı tarihi rolünü oynayacağı yöne sevk etmektedir: Darbenin kudretli generali, bir dediği iki olmayan Kenan Evren, 4 Kasım 1983'te TRT televizyonuna çıktı. Zaten TRT'nin siyah-beyaz kanalından başka televizyon da yoktu. Evren, o gece orada kibir dolu bir konuşma yaptı: -Nedir bu? Bu adam her şeyi ben biliyorum diyor! O'na oy vermeyin. Benim partim MDP'dir. Tarafsız olması gerekirken Özal'a karşı politik mücadele başlatmıştı. Bunu bir partiye girerek yapmıyordu. Devletin tepesinden buyruk salmaktaydı. Yanıldığı şuydu. Anayasa oylamasına kendi adını da koydurarak yüzde 92'lerdeki bir tasviple seçilmişti. Buradan bu nisbetlerde halk yığınları tarafından sevildiğine inanmaktaydı. İnancı boşa çıktı: 6 Kasım günü sandığa giden seçmen, Kenan Evren'e oylarıyla haddini bildirdi. Demokrasi tanka galip geldi. Grup kurabileceğine ihtimal verilmeyen parti, seçimleri tek başına kazanmıştı. Kader levhalarının üçüncüsü de dikilmişti. İlki kolundaki kaza yüzünden pilot olamaması, ikincisi MSP İzmir Milletvekilliğini kaybetmesi, üçüncüsü de Kenan Evren'in milleti kızdırması.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.