Türkiye, Kuzey Irak'a girsin mi girmesin mi? Veya şöyle de denebilir: TSK, Kuzey Irak'a girerek Kandil Dağı'nı vursun mu? İsrail'in Filistin ve Lübnan'ı haritadan silme harekâtını başlattığı ân doğu ve güneydoğu vilayetlerimizde kitleler halinde askerlerimiz katledilmeye başlandı. Hemen söyleyelim, hadise, önce Büyük Kürdistan, sonra Büyük Ermenistan meselesidir. Kürtler, aldatılmakta. Hedef, nihaî olarak Büyük İsrail ve Büyük Ermenistan'dır. Türkiye, sivil ve askeriyle bu niyetin farkında. Muhalefet partilerinin dünkü açıklamaları memnuniyet vericidir. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın "muhalefetimiz Habur'da biter" ölçüsü alkışa layıktır. Anavatan lideri Erkan Mumcu ve CHP de hükumete samimi destek vermektedirler. Aynı şekilde MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Filistin ve Lübnan'ı sadece seyreden BM için söyledikleri altı imzalanacak cinstendir. Destek konusunda sıra medyada. Onun da eksiksiz destek olacağına kimsenin şüphesi bulunmasın. ABD Başkanı Bush, İsrail için "kendini müdafaa hakkı var" diyor. Sıra Türkiye'ye gelince eveleme-geveleme-oyalama yoluna gidiyorlar. Yahudi askeri ölmesin, fakat Mehmetçik ölsün. Bunun kabulü mümkün değildir. Bıçak kemiğe dayanmış, birkaç milim de kemiği kesmiştir. Ankara, Türk hükümetleri en son olarak da Erdoğan Hükümeti, çok sabır gösterdiler. Ne var ki problemin başka ihtimallerini de görmek zorundayız. Binlerce mil öteden gelip Irak'ı ele geçirmiş Washington, sınır ötesi operasyonumuzu asla tasvip etmiyor. Dün Amerikan elçisi Ross Wilson, millî politikamıza karışma pahasına bunu dile getirdi. Tabiî başbakan sayın Tayyip Erdoğan'dan hak ettiği cevabı aldı. Peki bu çekişmenin sonu nereye varır? Şunu sürpriz olarak görmeyiniz. ABD yarın Kuzey Irak için uçuş yasağı koyabilir. Eğer bu yapılır da kırmızı hat hayıflanmasını bir kere daha yaşarsak fena olur. Hükümet ayakta zor durur. Haysiyetimiz beş paralık hale gelir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu noktada taviz vermeyecektir. Olayın şuurunda. Dost dostluğunu ve yerini bilmeli. Düşmanla ittifak eden stratejik ortaklık olur mu? Kuzey Irak'a gireceğiz fakat karşımıza kimler çıkacağı da belli. PKK'lılar, Peşmergeler ve işgalciler. ABD, Türk öfkesini bu noktaya sürüklememeli. Yoksa zaten her şey bu maksatla mı planlanmakta? > THY rüzgârla yarışıyor Dün sabah THY Genel Müdürü Temel Kotil'in kahvaltısındaydık. At binicisine göre kişner. THY güler yüzlüyse bizatihi genel müdür, güleryüzlü olduğundan. Son derecede mütevazı bir insan. Uçak mühendisi. Üniversiteyi Amerika'da okumuş. Burada iki master ve bir doktora yapmış. Doçent olmuş. İTÜ'de rektör yardımcılığında bulunmuş. Bu vasıflarına rağmen tevazu, hatta biraz da mahcubiyet içindeyse ait olduğu inanç atmosferinden. Bir özelliği dikkatimizi çekti. Hiçbir hizmeti kendisiyle başlamış göstermiyor. Bilakis önceki yönetim ve genel müdürlerin yaptıklarını takdirle anıyor. Temel Bey, 2003'te teknik eleman olarak işe başlamış. Verdiği bilgilerden iftihar etmemek mümkün değil. Buna göre, THY akıncı güçleri gibi. Bu millî kuruluşumuz adeta rüzgârla yarışıyor, bayrak koşturuyor. Bilinmesi lüzumlu bazı tafsilat şöyle. 12 bin çalışanı var. 100 uçağa sahip. 2003'te uçak sayısı 60 imiş. Yılda 18 milyon yolcu taşıyor. 2008'e kadar THY'ye 61 yeni uçak geliyor. Bu şirketimiz geçtiğimiz yıl 103 milyon dolar kâr etmiş. THY yüzde 5 kâr marjıyla çalışıyor. Cironun yüzde 70'i yurt dışından. Verimlilik açısından Avrupa'nın en iyi hava şirketi. Küresel çapa ilk defa Turgut Özal zamanında ulaşmış. Haziran ayında zamanında kalkan birinci şirket. Uçuşlar, mesela, Trabzon'a günde 7, Diyarbakır'a 6 kere yapılmaktaymış. Bilet fiyatları yurt içinde yarıya indirilmiş. Yurt içinde günlük taşınan yolcu sayısı30 bini geçmiş. Bir sene içinde toplam 150 bin uçuş yapılmaktaymış. Güvenlik sebebiyle Irak ve Afganistan'a, rekabet yüzünden ön kesildiği için Toronto'ya uçulamıyormuş. Yurt içinde 28, yurt dışında 103 noktaya sefer yapılmaktaymış. THY pilot okulu kurmuş. Üniversitenin teknik bölüm mezunları, burada bir yıl okuduktan sonra pilot oluyormuş. Her sene 100 yeni pilot ihtiyacı doğmaktaymış. 30 pilotu kendi okulundan, 30'u Türk Kuşu'ndan , 15'i Eskişehir Üni. Havacılık Yük. Ok.'dan, 15'ini de emekli askerî pilotlardan temin etmekteymiş. Temel Kotil'in dediğine göre THY artık yüzde 51'i halka açılmış bir özel şirket. Uçamadığı yerlere uçmak, gidemediği yerlere gitmek istiyor. Sürekli büyüme halinde. Ana gövdeye "Turkish" yerine "Türkiye" yazıp altına bu kelimenin çekilmesi daha isabetli olur. Bir ara "Turkey" yerine Türkiye mücadelesi verilmiş, sonra takip edilmemişti. Dünya markamız yok diyorduk. THY ilk dünya markalarımızdan. Yolu açık olsun.