Yapılması gereken bir reform daha var

A -
A +

 Bizde devlet -maalesef- son bir asırdır vatandaşı potansiyel suçlu olarak gördü. Yapılan değişimler, çok kere onun arzusuna göre değil, ona rağmen, onun hayat tarzına, anlayış ve imânına rağmen tehditle yapıldı.

Devlet; yani kendini devlet sayan elit mütegallibe, vatandaşı güdülecek bir sürü gibi gördü. Halk, cahildi, geriydi bu yüzden dıştan içe kadar yeniden dizayn edilmek istendi.
II. Dünya Harbi'nden sonra -Türk baharı için olsa gerek- kulağa fısıldanarak, daha gerçeği dayatılarak demokrasi getirilmiştir. Ondan sonra seçmen, dilediğini seçebildi. Bu itibarla derin devlet, mütegallibe Tek Parti zihniyeti, ahaliyi güdülmeye muhtaç aşağı sınıf olarak görenler vatandaşın seçtiği belediye başkanlarına karşı mülkî âmirleri ve elbette jandarma komutanını teminat şeklinde düşündüler...
Şükür ki bunlar mazide kaldı.
Mazi, tarih laboratuvarıdır.
Dünkü yaşanmışlar, düzeltilemez, onlardan ders çıkartılır. Zaten bugün işbaşında pırıl pırıl vali ve kaymakamlarımız var. Bir bakıma belediye başkanlarıyla yarışmaktalar. İşte halledilmesi gereken de budur.
Bu yarış, enerji kaybıdır. Bir dönemde kendini devletin kendisi ve milletin güdücüsü görenlerin kurdukları idari yapı artık eskimiştir. Ne kadar fazladandı; aynı çevrede hem İl Özel İdaresi ve hem de Belediye Meclisi vardı. Bu yakınlarda birinciler lağvedildi. Bundan böyle sadece Belediye Meclisleri olacak. Belediyeler, güçlenmiş idareler hüviyetiyle yörelerini çekip çevirecekler. Bir yarı adem-i merkeziyet söz konusu.
Dikkatlerden kaçmıyor olmalı:
Bazı kaymakam ve valiler, istifa ederek işbaşında oldukları yerlerde belediye başkanlığı için aday adayı olmaktalar. Bu eskiden mümkün değildi. Zira devleti temsil eden memurları da halktan kopuktu. Tenezzül etmezlerdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, vazifeye başladığı ilk zamanlarda "valiler, kamyona binip halka kömür dağıtacak" dediğinde yer yerinden oynamıştı. Ama hakikat oldu. Bugün bütçe, belediye meclislerinde. Mülki âmirler, giderek sembolik ve belediye başkanına ricacı duruma gelmekteler. Makam değiştirme isteğinde bu fiilî durumun payı büyük.
O halde...
Bu makamları birleştirme günü gelmiştir:
Mülkî âmir ve mahallî idareci yerine tek yönetici olmalı. Yeni bir isim verilebilir. Türk Cumhuriyetlerinde "Hakîm" denmekte. Halk, kendini yönetecek idareciyi sandığa giderek seçer. Böylece hazine, çok büyük tasarruflar elde etmiş olur, devlet daha hızlı çalışır.
Güneydoğu'dan yana kaygı duyanlar olabilir. Fakat itimat, barışın mayasıdır. "Ayrılın!" dense bile refah toplumu olmuş bir Türkiye'den kimse kopmaz. Aksine önceden ayrılanlar bile imkân bulsalar ana gövdeye dahil olurlar.
Güvensizlik kargaşasından güven iklimine girmeliyiz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.