İçinizi karartacak bir yazı

Sesli Dinle
A -
A +

Geçtiğimiz hafta Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından gerçekleştirilen bir zirveye katıldım. “Gelenekselden Dijitale Medya ve Gençlik Zirvesi” adıyla yapılan organizasyonda ben de “Siber Zorbalık” hakkında bir konuşma yaptım. Zirveyi düzenleyen RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin Bey'e ve ekibine teşekkür ederim. Çünkü özellikle siber zorbalık konusunu farklı platformlarda konuşmaya çok ihtiyacımız var.

 

Bu etkinlikte yakından takip ettiğim Orhan Toker’le de tanışma fırsatı buldum. Sosyal medyada “Dijital Baba” olarak bilinen Orhan Bey, ebeveynler için bir anlamda “uyandırma servisi” hizmeti veriyor.

 

Eğer “Çocuğumu dijital dünyanın tehlikelerinden nasıl korurum?” sorusu zihninizi meşgul ediyorsa Orhan Toker’i mutlaka takip edin. Çocuğunuzun dijital hayatını yönlendirme konusunda çok faydalı şeyler öğreneceksiniz. Bazen de çocuğunuzla ilgili endişeleneceksiniz. Hatta tüyleriniz diken diken olacak. Ama inanın bugünlerde buna çok ihtiyacımız var.

 

Bir keresinde dijital dünyanın tehlikelerinden bahsederken bir tanıdığım, “İçimi kararttın be hocam!” diye sitem etmişti. Ama çocuğumuzun geleceği aydınlık olsun istiyorsak, varsın bugün içimiz biraz kararsın.

 

            ***

 

Daha önce de yazmıştım. FBI’ın resmî web sitesindeki habere göre, her gün İngilizce predator (avcı) olarak tabir edilen kimseler hakkında bazı bilgiler var. Sitede yer alan bilgilere göre internette her gün yaklaşık beş yüz bin avcı faaliyet gösteriyor. Ve yaşları 10-15 arasında değişen erkek ve kız çocukları bu avcıların hedefinde.

 

Avcılar önce birisini gözlerine kestiriyorlar. Sonra bu kişinin profil analizini yaparak buna uygun sahte bir hesap oluşturuyorlar. Genellikle online oyun sitelerinde mesajlaşmayla başlayan iletişim, diğer kanallarda devam ediyor.

 

Çocuk karşısındaki kişiyi kendi yaşıtı olarak biliyor. Sohbet ettikçe bu kişiyle ne kadar ortak yönü olduğunu fark ediyor. Ve zaman geçtikçe çocukla avcı arasında bir samimiyet oluşuyor.

 

Avcıların nihai amacı çocuğun uygun olmayan bir fotoğrafını veya videosunu alabilmek. Bunu başardıkları anda da asıl hikâye başlıyor.

 

Bazen de çocuğun yüzünü montajla çıplak bir vücuda yerleştiriyorlar. Çocuk bu görüntünün sahte olduğunu bildiği hâlde, ailesini veya arkadaşlarını ikna edemeyeceğini düşünerek taviz vermeye başlıyor.

 

Avcı çocuğun bu görüntüsünü ailesine, okul arkadaşlarına ve öğretmenlerine göndermekle tehdit ediyor. “Eğer şöyle bir fotoğraf daha göndermezsen seni herkese rezil ederim” diyerek çocuktan yeni görüntüler isteniyor. Ve çocuk uçurumun ucuna sürükleniyor.

 

Eğer bu noktada aile bireylerinden bir tanesi çocuğun elinden tutarsa kâbus sonlanabilir. Ama işin kötüsü ailelerin genelde olan bitenden haberi olmuyor. Çünkü yapılan araştırmalara göre böyle bir durumu ailesiyle paylaşan çocukların sayısı çok az!

 

“Babam en basit şeylere bile öfkeleniyor. Bir de bunu öğrenirse mahvolurum!” diye düşünen çocuklar giderek daha çok içine kapanıyor.

 

            ***

 

Eskiden çocuk yetiştirmek daha kolaydı. Otoriter bir baba figürü çocuğu birçok tehlikeden koruyordu belki. Ama günümüzün ebeveynlerinin farklı bir müfredata ihtiyacı var. Çünkü anne baba ne kadar baskıcı olursa, çocuk kendilerinden o kadar uzaklaşıyor. Ve mesafe açıldıkça tehlike büyüyor.

 

Babasından çok korkan bir çocuk, günümüzün ideal evlat tanımına uymuyor maalesef. “Vurdum mu oturturum!” tarzı bir ebeveynlik, internetteki avcıların en çok istediği şey. Çünkü ailesine karşı isyankâr bir tavrı olan çocuklara ulaşmak ve onları etkilemek çok daha kolay.

 

Çocuklarımıza asıl zarar veren şey teknoloji kullanımı değil, iç dünyalarını ailelerine kapatmalarıdır. Cihazları kapattırmak da meseleyi çözemez. Asıl mesele, çocukların iç dünyalarını anne ve babalarına açmalarını sağlamaktır.

 

Bu da ancak aile içi kurallar oluşturmak, güven ortamı sağlamak ve takip etmekle olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.