Yapay zekâ küfreder mi?

Sesli Dinle
A -
A +

Henry Ford, “Ne zaman iki kol istesem, yanında beyin de geliyor” diye yakınmıştı. Yani fabrikada çalışan işçilerin düşünmesinden rahatsız olduğunu ifade etmişti.

 

Aradan yıllar geçti ve adamın hayali gerçek oldu. Yani düşünemeyen kollar fabrikalarda görevi devraldı. Ama insanoğlu rahat durur mu? Bu sefer de hiçbir şeyden şikâyet etmeden, akıllı uslu çalışan bu kollara bir beyin lazım diye tutturdular.

 

Ve bütün dünya “Makineler acaba düşünebilir mi?” sorusu üzerine düşünmeye başladı. Böylece yapay zekâ insanlığın gündemine ilk sıradan girdi ve hâlâ birinciliği kimseye kaptırmadı.

 

Yapay zekâ teknolojilerinin amacı, insan zekâsıyla makinenin gücünü birleştirmek. Bunun için de derin öğrenme algoritmaları kullanılıyor. Dünyada birikmiş veriler toplanıyor ve her biri ayrı ayrı kodlanıyor. Sonra bu veriler analiz edilerek, geleceğe ilişkin tahmin yapılabiliyor. Yani anlamsız veri yığınları belli bir sistematik dâhilinde işlenerek anlamlı verilere dönüşüyor.

 

Google’da karşımıza çıkan reklamlar da yapay zekânın bir alt başlığı aslında. İstatistik bilimini ticarete alet edenler, sayfalara her nabza uygun ürün yerleştiriyor. Bunun için de insanlığın ortalaması alınıyor.

 

Mesela şu anda Google’ın beni çocuklarımdan daha iyi tanıdığını söylesem abartı olmaz! “Eğer internette bedava bir hizmet alıyorsan, ürün sensindir” cümlesi de işte bu noktada önem kazanıyor.

 

Peki, yapay zekâ teknolojileri iyice gelişince neler olacak? Konu sadece buzdolabınızın marketten tereyağı siparişi verebilmesi değil elbette. Çok daha derin mevzular var. Hatta insanlığın sonunu getirebilecek bir dönemin başlangıcında olduğumuzu söyleyenler bile var. Ama biz bu yazıda işin biraz magazin kısmına bakacağız.

 

             ***

 

Yapay zekâyla ilgili bir karikatür görmüştüm. Adam robota “Bu ne ya! Bu ay ne biçim elektrik harcamışsın?” diye kızıyor. Robot “Madem bakamayacaktınız niye aldınız kardeşim?” diye sitem ediyor. Adam da bunun üzerine “Olmuş bu!” diyor.

 

Yapay zekâ o kadar ilerlemesin bir zahmet. Çünkü evde trip atarak gezinen bir robot herhâlde en son ihtiyaç duyacağımız şey.

 

             ***

 

Yapay zekâ teknolojileri sanat dünyasında da sıkça tartışılıyor. Kimine göre ressamlık, şairlik veya yazarlık önümüzdeki yıllarda bir değer görmeyecek. Çünkü yapay zekâ sayesinde dünyanın en güzel tabloları çizilebilecek. En güzel şiirler ve romanlar tek bir komutla yazılabilecek.

 

Hatta yapay zekânın çizdiği bir resim, ABD'deki Colorado Eyalet Sergisi'nin güzel sanatlar yarışmasında ödül bile kazanmış.

 

Ama hemen umutsuzluğa kapılmayın! Çünkü elimde başka hikâyeler de var!

 

             ***

 

Mesela Avustralya'da bir futbol maçında yapay zekânın yönettiği kamera maçı çekerken, sürekli topla yan hakemin kel kafasını karıştırmış. Maç içinde topu takip ederken birden yönünü değiştirip hakeme dönüyormuş.

 

Amerika’da yapay zekâya somon resmi çizdirmişler. Nehirde yüzen filetolor çizmiş. Garibim internette somon diye arama yapmış. Karşısına en çok fileto çıkınca da ortaya karışık bir resim çizmiş işte.

 

Bir de şu var; sosyal medyada yapay zekâ tarafından yönetilen bir hesap açılmış. Bu hesap takipçilerin yaptıkları paylaşımlara ve yorumlara göre öğrenen ve kendini geliştiren bir şekilde kurgulanmış. İlk takipçiler yapay zekâya değişik sorular sormuşlar. Espriler yapmışlar. Ama bir süre sonra “Acaba nasıl tepki verecek?” diye küfretmeye başlamış insanlar.

 

Bir süre sonra bizim yapay zekâ hesabında uçana kaçana küfretmeye başlamış. Selam verene bile ağır küfürlerle karşılık veriyormuş. Apar topar kapatmışlar hesabı tabii.

 

Aslında bu olay bize yapay zekâdan mı yoksa insanlardan mı korkmamız gerektiğini net olarak gösteriyor. Çünkü yapay zekâ resmen, “Ne verirsen elinle, o gider seninle” demiş insanlığa.

 

Yani birileri yapay zekâyı kullanarak dünyayı yok etmeyi düşünmediği takdirde yapay zekâdan korkmaya gerek yok!

 

Ama insandan korkmak lazım! Hem de çok!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.