"2006, en çok ne ifade ediyor" diye sorarsanız, cevabım çok açık: "Esaret halkasının boynumuza geçirilmesinin 10'uncu yıl dönümünü..." Bu da nereden çıktı, herkes gibi umutları tazele, geleceğe ilişkin müjdeler ver hiç demeyin. Çünkü bugün, adı Gümrük Birliği olan melun anlaşmanın yürürlüğe girişinin 10'uncu yılı... * * * 1995 yılında altına imza attık bu anlaşmanın... Sonra da "Yaşasın Avrupa Birliği'ne girdik" diye çılgınca sevindik. Düğün, bayram havasında kutladık. Vatandaş o gün ne bilsin, anlaşmanın koskocaman bir kazık olduğunu... Yöneticiler göz boyamıştı, kandırmıştı. * * * Anlaşma, 1 Ocak 1996'da da yürürlüğe girdi. Gümrük Birliği'ne girmeden önce Avrupa ile dış ticaret dengemizde uçurum oluşmamıştı. Örneğin 1990 yılında, Avrupa ile ticaretimizde 2.5 milyar dolar açık verdik. Ama anlaşmanın yürürlüğe girdiği ve sömürü çarkının işlemeye başladığı 1996 yılında bu açık, birden 5.8 milyar dolara fırladı. 1996-2005 yılları arasında ise bu rakam yaklaşık 100 milyar dolara çıktı. * * * Garipliğe bakın ki, Avrupa Birliği'ne girmeden, Gümrük Birliği Anlaşması'nı imzalayan tek ülkeyiz. Niye imzaladık biz bu anlaşmayı? Avrupa ticareti ile entegre olalım, AB'ye tam üyeliğe zemin hazırlayalım. Koca 10 yıl geçti. Hâlâ Avrupa Birliği kapısında sürünüyoruz. İçeri sokmadıkları gibi, dayattıkları uygulamalarla her türlü maddi ve manevi işkenceyi sürdürüyor. Çünkü Avrupa, Türkleri değil, Türklerin pazarını istiyor. Ele de geçirdiler. Dünyanın tarım açısından kendine yeten 7 ülkesinden biriydik. Şimdi tohumundan buğdayına, şekerinden tütününe, soyasından pamuğuna kadar Avrupa'dan ithal eder olduk. Yani Türk tarımı mahvoldu. Yalnızca tarım mı? Hayvancılık da tükendi. Yabancıya toprak satışı serbest bırakıldı. En verimli tarım arazilerine adeta üşüştüler. Özelleştirme adı altında milyar dolarlar kâr eden ve dünya sıralamalarında üst sırada olan kamu mallarını tek tek ele geçirdiler. Ulusal bankacılık diye bir şey kalmadı. Bankalarımızın hemen hepsi yabancı ortaklıklar kurdu. Yabancı sermaye girişi oldu. Girdi de üretime mi, istihdama mı bir faydası oldu? Spekülatif para hareketleriyle, bir gecede trilyonlarca para kaldırdılar. Faturasını da milyonlarca garibana ödettiler. * * * "Çıktık açık alınla" demiştik, Cumhuriyetin ilk 10'uncu yılında... Gümrük Birliği ile başlayan son 10 yıl için ise tek kelime yeterli: "Battık..."