Mehmetçik paralı asker değildir!

Lübnan'a asker gönderilmesi konusunu çok önemsiyorum. Çünkü Türkiye'nin Lübnan'a gönderilecek barış gücü içerisinde yer almasının, Türkiye'nin Orta Doğu politikasında onarılmaz yaralar açacağından endişe duyuyorum. Türk askeri, bölgenin paralı askeri konumuna düşürülmemeli. Lübnan'a asker gönderirsek Orta Doğu'da batağa saplanırız. Bölge tam birçok bilinmeyenli denklem. Kim kimin yanında, hangi çıkar uğruna ittifak yapıyor belli değil. Barış gücünün Lübnan'da neyle karşılaşacağının kestirilmesi çok zor. Barış gücünün ne görev yapacağı henüz netleşmedi. Bugüne kadar Birleşmiş Milletler İsrail'den yana tavır koydu. Barış gücü, Lübnan'da da aynı tavrı sergilerse Türkiye çok zor durumda kalacaktır. Türkiye, hem İsrail, hem Lübnan, hem de Suriye ile diyalog kuran tek bölge ülkesi. Türkiye Lübnan'a asker gönderirse, bu pozisyonunu bozar. Savaşa neden olan asıl nokta Filistin sorunudur. Filistin sorunu çözülmeden Lübnan'da kalıcı barışın sağlanması imkânsız görünüyor. İsrail'in bu konudaki tutumu belli. ABD ve İngiltere'de İsrail'e açık destek veriyor. Bu durumda Lübnan'a gidecek barış gücü açık hedef haline gelir. Türkiye, Hizbullah, Hamas ya da bir ülkeyi karşısına alacak bir konuma düşerse itibarı da konumu da sarsılır. ABD, İngiltere ve İsrail'in asıl hedefi Hizbullah'ın silahsızlandırılması. Bu amaçla da Türkiye'yi taşeron olarak kullanmak istiyorlar. *** Türkiye, doğrudan taraf olmadığı bir savaşın içerisine çekilmek isteniyor. 1 Mart Tezkeresi'nde yaşanan sürecin tekrarlanmaması için, Türkiye'nin bu konuyu enine boyuna tartışması gerek. Türkiye bölgenin paralı askeri konumuna düşürülmemeli. ABD'nin Türkiye'yi "At pazarlığı" yapmakla suçladığı günleri unutmamalıyız. Meclis, ABD ve İsrail'in bu dayatmalarına karşı iradesini ortaya koymalı. Türkiye şu anda ciddi bir terör tehdidi altında. Her gün bir şehit cenazesi kaldırılıyor. Lübnan'dan önce kendi güvenliğimiz önemli. Yarın Lübnan'a asker göndersek, oradan gelecek şehit cenazeleri toplumda büyük infiale neden olacaktır. Sırf ABD ve İsrail'in bölgedeki çıkarları için hangi anne veya baba çocuğunun ölümüne razı gelecektir. *** Gelelim asıl meseleye... Lübnan bugün radikal Ermeni örgütlerin en güçlü olduğu ülkelerden biridir. Lübnan sözde Ermeni Soykırımı Yasası'nı tanıyan ilk 6 ülkeden biridir. Ve üst düzey bir askerî yetkiliden öğreniyorum. Bu ülkede Türkiye'den göçen 150 bin Ermeni yaşıyor. Büyük çoğunluğu da Türkiye'ye karşı kin besliyor. Ne işimiz var bu bataklıkta?..