30 Ağustos ruhu

A -
A +

82 yıl önce bugün, Türk milletinin boynuna vurulan esaret zincirini kırmak için başlatılan Ulusal Kurtuluş Savaşı, dünyada benzerine çok az rastlanır bir zaferle sonuçlandı. Mustafa Kemal önderliğinde kazanılan bağımsızlık savaşı sonrası, hür ve müreffeh bir Türkiye oluşturmak için toplumsal seferberlik başlatıldı. Yediden yetmişe herkeste bir heyecan, umut, özgüven hakimdi. Artık düşmanın silahlı işgalinden kurtulmuştuk. Sıra ekonomik işgalin kökünün kazınmasına gelmişti. Öz kaynaklar ve iç dinamikler hızla harekete geçirildi. Atatürk, "10'uncu Yıl Nutku"nda o günleri şöyle değerlendirir: "Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. (...) Fakat yaptıklarımızı asla kafi görmeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. (...) Bunun için bize gerekli zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir." Hortlayan düşman Ancak, kırıp attığımız esaret zincirleri, yıllar içinde yeniden boynumuza dolanmaya başladı. Marshall Yardımı, IMF, Dünya Bankası, Gümrük Birliği vs. derken çepeçevre kuşatıldık. 20 yıl öncesine kadar kendi kendine yeten dünyanın 7 ülkesinden biri olan Türkiye, dünya tarımının pazarı haline geldi. İç ve dış borçlar her yıl katlandı. Dışarıya avuç açan dilenci bir devlet haline geldik. İşsizler ordusu çığ gibi büyüdü. Eğitim sistemimizdeki çarpıklıklar nedeniyle, elifi mertek sanan kuşaklar yetiştirdik. İnsanlarımız kolay ve helal olmayan para kazanmanın telaşı içine sokuldu. Her köşe başında, bir hortumcu, vurguncu, mafya bozuntusu, üçkağıtçı, hayat kadını, dilenci, tinerci peydah oldu. Milli ve manevi değerlerimizin yerini, yoz kültürler aldı. Türk toplumunun çimentosu aileler paramparça oldu. Sağ-sol, Alevi-Sünni, Kürt-Türk diye kamplara bölündük. Terör belasına, binlerce insanımız hayatını kaybetti. Uyarıya dikkat! Bu bataktan acilen kurtulmak için, yeniden ulusal şahlanışın başlatılması şart. Öncelikle yoksulluk, yolsuzluk ve cehalet en büyük düşmanımız olmalı. Kısır çekişmeleri bir kenara bırakıp bu ülke için seferber olmalıyız. Büyük Taarruz'un başmimarı Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın şu özlü sözünü, lütfen birkaç kez okuyalım: "Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamayı alışkanlık haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.