ABD'nin Patrik sevdası

A -
A +

3Ekim müzakere tarihi yaklaştıkça, leş kargaları yeniden üşüşmeye başladı. Önce 20 Eylül'de Brüksel'de Kürt konferansı toplanacağını öğrendik. Bu konferanstan birkaç gün sonra, ertelenen Ermeni konferansı yapılacakmış. Sırada ne var? Tabii ki Patriğin ekümeniklik meselesi... Merak etmeyin, bir iki gün içinde ısıtarak yeniden önümüze koyarlar. *** Söz açılmışken, Patrik olayı ile ilgili çoğumuzun gözünden kaçan birkaç bilgiyi paylaşmak istiyorum. Patrik meselesinin asıl sahiplenicisinin Avrupa'dan çok, ABD olduğunu önce tespit edelim. Dini cemaatlerin Sovyetler'e ve komünizme karşı kullanılma stratejisi, tüm soğuk savaş yıllarında ABD'nin en etkili silahlarından biri oldu. O yıllarda, Evangelistleri ve Katolikleri güdümüne alan ABD, Türkiye'deki Fener Ortodoks Rum Patrikliği'ni de güdümüne almak istedi. Çünkü dünyadaki Ortodoksların büyük bölümü Sovyetler'de yaşıyordu. Dünyadaki ve Sovyetler'deki Ortodoks cemaat, Fener Rum Patrikliği aracılığıyla kontrol altına alınırsa, Sovyetler için büyük bir baş belası oluşturulabilirdi. *** ABD, 21 Şubat 1946'da Fener Patriği olarak seçilen Maksimos'u Sovyet yanlısı olduğu gerekçesiyle, baskı altına aldı. Maksimos 1948'de istifa etmek zorunda kaldı. ABD'nin planı tıkır tıkır işliyor, Türk yetkililer ise kukla olmaktan öteye gidemiyordu. Hemen bir direktif verdiler... "Kuzey ve Güney Amerika Başpiskoposu Athenagoras'ı çabucak Türk vatandaşlığına alın" diye. Emir yerine getirildi. Athenagoras bir gün içinde Türk vatandaşı oldu. Ardından da Fener Patriği... Yeni Patrik, 26 Ocak 1949'da ABD Başkanı'nın özel uçağıyla Türkiye'ye geldi. Cumhurbaşkanlığı düzeyinde kabul edildi. Kim karşıladı biliyor musunuz? Lozan kahramanı İnönü tarafından. Ne hazindir ki o kahraman, Lozan'ı kendi eliyle delmiş oldu. *** Soğuk savaş bitti. Komünizm yıkıldı. Öyleyse, ABD'nin Patrik sancısı neden? Çünkü, Büyük Orta Doğu Projesi'nin önündeki en büyük engellerden biri Rusya... Rusya yine ABD'nin hedef tahtasında. Patrik de yine önemli bir silah... Patriğe ekümeniklik unvanı verilirse, bir taşla iki kuş vurulabilir. Hem Türkiye'nin üniter devlet yapısında önemli bir delik açılır... Hem de Ortodokslar aracılığıyla Rusya'da dini sorunlar oluşturulabilir... *** Kimse safdillik etmesin... ABD'nin amacı din ve vicdan özgürlüğü falan değil... Amaç dünyayı bölüp parçalayıp, iliğine kadar sömürmek...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.