AB'nin kriterlerini sevsinler

A -
A +

Her fırsatta özgürlüklerden dem vuran, Türkiye'ye karşı etnik dil konusunu sürekli masaya getiren Avrupa, bakın ne yapıyor? 23 Ocak 2006 tarihinde Hollanda'da Rotterdam Belediyesi bir karar aldı. Karara göre, sokakta sadece Flemenkçe konuşulmasını öngören 7 maddelik bir davranış rehberi hazırlanacaktı. Hollanda Uyum Bakanı Rita Verdonk da, Rotterdam Belediyesi'nin insanların sokakta yabancı dilleri duymaktan rahatsızlık hissettiklerini ileri sürerek destek verdi. Rotterdam'ın Davranış Rehberi'ne son derece sıcak baktığını belirten Uyum Bakanı Rita Verdonk, şöyle dedi: "Uyum ve vatandaşlık konusunda da böylesi bir rehber uygulamalıyız. Bu rehber sokakta Flemenkçe konuşulması, kadın-erkek eşitliği, ayrımcılık yapılmaması gibi Hollanda norm ve değerlerinden oluşmalı." Verdonk, insanların sokakta yabancı dilleri duymaktan rahatsızlık hissettiklerini ileri sürerek, uygulamanın haklılığını savundu. Rotterdam Belediyesi'nin geleceğe dönük yürüteceği uyum politikalarına temel oluşturacak Davranış Rehberi'nin mimarı encümen üyesi Leonard Geluk ise, "Davranış Kodu'nun temeli anayasamızdaki özgürlüklere dayalı. Rotterdam Belediyesi'nin yeni uyum politikasında esas alınacak" dedi. Geluk, ayrıca "Bu kodları uygulayın ve gerekirse davranış ve görüşlerinden dolayı birbirinizi uyarın" diye gözdağı vermeyi de ihmal etmedi. *** Hollanda'yı Almanya izledi. Almanya'daki bazı eyaletler, okullarda yalnızca Almanca konuşma zorunluluğu getiren kararlar aldılar. 27 Ocak 2006'da gazetelere yansıyan haberler daha da vahimdi. Almanya Başbakanı Merkel'in partisi CDU, okulda anadil konuşmayana "süpürge cezası" verilmesini tartışmaya başlamıştı. Alman okullarının birinde de uygulama hayata geçmişti. Önce Hollandalı bir bakan sokaklarda anadil zorunluluğu istemişti. Ardından Almanya'da bir okul bu uygulamayı resmen başlatmış ve Almanca konuşmayan öğrencilere "süpürge cezası" verilir olmuştu. Başbakan Merkel'in lideri olduğu Demokrat Birlik Partisi CDU'nun eğitim uzmanı Robert Heinemann, Bild gazetesine şöyle dedi: "Okullarda herkes Almanca konuşmalı. Derste, teneffüste, okul gezilerinde... Uymayanlar cezalandırılmalı. Türkçe konuşana okul bahçesini süpürme cezası verilmeli..." Bu öneriye CDU'nun koalisyon ortağı Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) milletvekili Andreas Scheuer de destek verdi. Scheuer, "Entegrasyon dille başlar. Bu yüzden okullarda (Almanca dışında) anadil konuşulmama yasağına katılıyorum. Yabancı öğrenciler buna uymazsa okul tarafından cezalandırılmalı" diye konuştu. *** Kürtçe de Kürtçe diye dayatan bu ülkeler, neden anadil mecburiyeti koyma ihtiyacı duyuyorlar? Neden Türkiye sözkonusu olduğunda tam tersini yapıyorlar? Elinizi vicdanınıza koyun. Allah aşkına bu, çifte standardın, samimiyetsizliğin, yalancılığın, art niyetin daniskası değil de nedir?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.