Doktorlar, eczacılar günlerdir bas bas bağırıyor. "Bağışıklık sistemini çökerten hastalıklar için kullanılan ithal ilaç yokluğu nedeniyle insanlar ölüyor." Hasta yakınları kapı kapı dolaşıp bu ilaçları arıyor. Ama son bir aydır bu türden ilaçlar hepten yok oldu. Bulunan ilaçlar ise fahiş fiyatlarla satılıyor. 21'inci yüzyıl Türkiye'sinde insan hayatına verilen önem işte bu kadar. Sonra da kalkıp, "AB standartlarına hızla yaklaşıyoruz" diye ahkam kesiyoruz. Sen insan hayatının en önemli unsurlarından biri olan ilaç sorununu çözemedikten sonra, istersen Mars'a git ne yazar... *** Sorun yine dışa bağımlılıktan kaynaklanıyor. Türkiye'nin 2005 yılı ilaç ve eczacılık ürünleri ithalatı 3 milyar doları buldu. İlaç ihracatının ithalatı karşılama oranı ise yüzde 8.5 olarak gerçekleşti. İhracat kapasitesinin artırılması için gayri safi milli hasılanın yüzde 1 veya 1.5'i oranında Ar-Ge yatırımı yapılması gerekiyor. Ancak Türkiye'de ilaç için Ar-Ge'ye ayrılan miktar 100 milyon doları geçmiyor. Üretici fiyatlarıyla ilaç sektörünün yıllık cirosu 6.6 milyar dolar... Yılda yaklaşık 1.2 milyar kutu ilaç satılıyor. Ulusal ilaç pazarımız yabancı tekellerin güdümünde... Türk ilaç pazarının yüzde 65'ine yabancı şirketler hakim... *** Türkiye'de ilaç tüketimiyle birlikte ilaç israfı da her geçen yıl artıyor. Avrupa'da ve gelişmiş pek çok ülkede, ilaçlar kutuyla değil, hastanın kullanacağı miktarda "taneyle" reçetelendiriliyor. Örneğin doktor hastaya 5 gün kullanması tavsiyesiyle ilaç yazıyor. Kutunun içinden 20 günlük ya da bir aylık ilaç çıkıyor. Hastanın kullanmadığı ilaç çöpe gidiyor. Gelişmiş ülkelerde doktorlar, reçeteye ilacın piyasa adı (markası) yerine etken maddesini de yazıyor. Eczaneler, reçetedeki tarife uygun şekilde ve miktarda hazırladıkları ilacı şişeleyerek ya da poşetleyerek hastaya veriyorlar. Türkiye'de çok rahat şekilde reçetesiz ilaç satılıyor. Bu hatalı politika, tüketicilerin bilinçsizliği ile birleşince önemli ölçüde ilaç israfı ve yanlış ilaç kullanımından kaynaklanan sağlık sorunları ortaya çıkıyor. İnsanlar doktor reçetesiyle değil eş-dost önerisiyle ilaç alıyor. Bir yandan milyonlarca kutu ilaç çöpe atılırken, pek çok insanımız ilaca ulaşamıyor. *** Türkiye acilen ilaç politikalarını gözden geçirmelidir. Ulusal bir ilaç politikasına ihtiyacımız var. Araştırma ve geliştirmeye yeterli kaynaklar aktarmalıyız. Yoksa insanlarımız gözlerimizin önünde ölüp gidiyor.