Akıllı yönetimler

A -
A +

Merhaba değerli okuyucular, Bundan böyle haftada bir kez sizlerle birlikte olarak esnafın, tüccarın, sanayicinin, kısaca tüm iş dünyasının sorunlarını bu satırlarda dile getirmeye çalışacağım. Zaman zaman kendi sorunlarımızın boyutlarını aşıp, Türkiye'nin genel meselelerini, açmazlarını, kıskaçlarını, çözümlerini tartışacağız. Mümkün olduğu kadar anlaşılır bir dille, kendi sesinizle, içinizden biri olarak aranızda olacağım. Tüm okurlarımıza yürek dolusu merhaba... Merhaba Türkiye... "Türkiye gerçekten krizi aşıyor mu?" Son günlerin güncel sorusu bu... İkinci soru: "Krizi aşıyorsak, çarşının, pazarın, sanayi sitelerinin hali ne?" Bizim gördüğümüz odur ki; Türkiye krizi aşıyorsa devlet aşıyor, vatandaşın krizi aştığı yok. Diğer yandan, devlet büyümeye devam ediyor, vatandaş küçülmeye... Devlet vergilerini büyütüyor, vatandaşı küçültüyor. Örnek mi, Nisan ayında SSK primlerini yüzde 60 oranında artırma hesapları yapıyorlar. Bu kriz ortamında işletmeler bu artışı nasıl kaldıracak, soran yok! Şu tabloya bir bakın! * Özel kesim kapasite kullanım oranları yüzde 65.6'ya gerilemiş... * 1998 yılında 2 kg buğdayla 1 litre mazot alınırken, bu yıl 6 kg buğdayla 1 litre mazot alınabiliyor... * Otomobil satışları bir önceki yıla göre %74 gerilemiş... * Yoksulluk sınırı 1 milyar liraya, açlık sınırı 300 milyon liraya dayanmışken, asgari ücretli vatandaş 163 milyon lirayla geçinme telaşında. * 3 milyona yakın çalışan işinden olmuş, 100 binin üzerinde işletme kepenk kapatmış... * 2 milyona yakın kişi kredi kartını ödeyemiyor, 1 katrilyon liralık senet protesto olmuş... * 1.5 milyon kişi telefon aboneliğini, sadece İstanbulda 10 bin kişi doğalgaz aboneliğini iptal ettirmiş... * 500 bin kişi cep telefonlarını kapattırmış, 13 bin kişi kablolu TV aboneliğini iptal ettirmiş... * Özel tüketim yüzde 8, toplam yurt içi talep yüzde 17 azalmış... * Elektrik enerjisi talebi, bir önceki yıla göre düşmüş... Şimdi böyle bir ortamda SSK primini artırarak, işyeri kapanmalarını hızlandırmanın, kayıtdışı işçiliği özendirip, işsizliği artırmanın ne anlamı var. Bütün bunlar, devleti kurtarıp vatandaşı batırmanın en kestirme yoludur. Ancak doğru model, doğru politika bu değildir. Doğru model, doğru politika, devleti de vatandaşı da aynı ağırlıkla kurtaran modeldir. Bu da IMF politikalarından, IMF dayatmalarından geçmez. Akıllı yönetimler ülkesini IMF politikalarına muhtaç etmeyen yönetimlerdir. Eğer muhtaç olduysan da teslimiyetçi olmayacaksın. Ulusal programını hazırlayıp, IMF'yi ondan sonra çağıracaksın. Unutmayacaksın ki; "Borç alan buyruk alır." Bundan gerisi kuyruklu bir yalandır. Halka yalan söylemek bize yakışmaz, Türkiye Cumhuriyetine yakışmaz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.