Arşivini satan devlet!

A -
A +

Yazının başlığı ne ürkütücü değil mi? "Hangi devlet bunu yapar ki" diye harita üzerinde beyin cimnastiği falan yapmayın. Çünkü arşivini satan o devletin çatısı altında yaşıyorsunuz!.. O devletin vatandaşısınız... *** Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin arşivleri, bir dönem yabancılara satıldı diye çok duymuştum. Ama binbir uğraş nedeniyle, konuya derinliğine inememiştim. Ta ki usta gazeteci-yazar Recep Bilginer'in "Üç İktidar Üç Hayal Kırıklığı" adlı kitabını okuyuncaya kadar. Olayın baş kahramanı kendisiymiş meğer. Bu korkunç gerçeği ortaya çıkaran oymuş. *** Yıl 1946... Recep Bilginer, Eskişehir'de çok başarılı bir gazetecilik dönemi geçirmektedir. Tek parti döneminin tüm baskısına rağmen, yılmadan, korkmadan habercilik yapmaktadır. Ünü, İstanbul'a kadar ulaşır. Dönemin etkili gazetelerinden Vatan, transfer teklifinde bulunur. Bilginer İstanbul'a gelir. Yazıişleri Müdürü ilk görevini verir: "Devlet arşivinde saklanan bazı tarihi belgeler, aralarında padişahın el yazısından çıkmış olanlar da dahil, Bulgaristan'a satılmış, bunlar artık işe yaramaz diye... Arşiv genel müdürüyle görüş, konuyu enine boyuna incele. Hadi başarılar." *** Bilginer, o dönem vilayet binasının yanındaki Arşiv Genel Müdürlüğü'ne gider. Müdür Kenan Bey'in kapısını çalar. Müdür, Bilginer'in beklentisinin aksine hiçbir zorluk çıkarmaz. Bilginer sorar ve bakın Müdür Kenan Bey, hiç çekinmeden, korkmadan neler söyler: "Bu eski belgeler dura dura fersudeleşiyor. Her sabah depolarda, faraşlarda toplayıp atılıyormuş. Nasıl olsa zamanla yok olacak, şimdiden hem depoları açmak, hem de bir miktar gelir elde etmek için Bulgaristan'a satma kararı almışlar. Bulgarlar da bu tarihi belgeleri, leblebi külahı yapacakmış..." Kenan Bey, aynı tür belgelerden kağıt yapımında kullanılması için İzmit Kağıt Fabrikası'na da gönderildiğini pişkin pişkin itiraf eder. *** Dostlar, devletin arşivi ile insan hafızası arasında ne fark var? Hafızasını kaybeden bir insandan geriye, yaşayan bir ölüden başka ne kalır? *** O belgeleri, Bulgarlar leblebi külahı mı yaptı sanıyorsunuz? Hayır efendim... Tasnif edilen o belgeler, Sofya Üniversitesi Türkoloji Arşivi'nde muhafaza ediliyormuş... Allahım aklıma sahip çık!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.