Avrupa Birliği'nde maskeli balo (5)

A -
A +

Türkiye, "Avrupa Birliği'ne girerim" umuduyla imza attığı Gümrük Birliği Anlaşması yüzünden çok ciddi ekonomik kayıplara uğradı. Örneğin, anlaşmanın imzalanmasını takip eden ilk 6 ay içinde Almanya'dan yapılan ithalat yüzde 77.5 arttı, ihracat yüzde 1 düştü. Fransa'dan ithalat yüzde 88.3 arttı, ihracat yüzde 6.1 düştü. Türkiye, Avrupa kökenli mallarla dolarken AB ülkeleri, GB Anlaşması'nın şartlarına uymamaktadırlar. Türkiye'nin tarımsal ürün ve tekstil ağırlıklı az sayıda ürününe tarife dışı engeller ve kotalar konulmakta, antidamping soruşturmaları açılmaktadır. AB'nin karar organlarında yer almayan Türkiye, alınan kararlara itiraz edememektedir. Gümrük Birliği'nin zararları konusunda şu örnekler verilebilir: * AB'nin 1998 yılında tek taraflı olarak aldığı kararlar gereğince 1 Temmuz 1998 tarihinden itibaren Türkiye'ye açılmış olan 15 bin tonluk sıfır gümrüklü domates salçası kotası hiçbir gerekçe gösterilmeden durduruldu. * Aynı günlerde, daha önce açılacağı bildirilen 9 bin 60 tonluk ilave fındık kotası açılmadı. * 16 Haziran'dan beri yürürlükte olan 14 bin tonluk gümrüksüz karpuz kontenjanı kaldırıldı. Bu ürünlerin AB ülkelerine ancak gümrük ödeyerek ihraç edilebileceği bildirildi. * Aynı yıl midye, istiridye, kum midyesi gibi kabuklu deniz ürünleri ile taze balık ihracatı tamamen yasaklandı. * AB, 1999 yılında Türk demir çeliğine antidamping soruşturması başlattı. Oysa, soruşturma başlatılmasını gerektirecek hiçbir ticari sorun yoktu. Gösterilen gerekçe, Avrupa'ya ihraç edilen kangal demir bağlantı parçalarının düşük fiyatla satılıyor olmasıydı. * AB ülkeleri benzer kararları, daha yoğun olarak tekstil ürünlerine karşı uyguladılar. Getirilen tarife dışı engellerle hazır giyim ihracatında ciddi düşüşler oldu. * Türkiye açık pazar haline getirilirken AB pazarından dışlandı. Az gelişmiş ülkelerin zararına işleyen çifte standartlı bu uygulama gerçekte küreselleşmenin değişmez özelliğidir. Uluslararası ticaretin her alanına yayılmış olan "Güçlü olan haklıdır" ilkelliğine dayanmaktadır. * Türkiye'nin GB Anlaşması'yla üçüncü ülkelerle olan dış ticaret dengeleri de kısa süre içinde bozuldu. Türkiye yalnızca AB ile kendisi arasındaki gümrükleri sıfırlamakla kalmadı. Buna ek olarak, AB dışındaki ülkelere uyguladığı gümrük tarifelerini de AB'nin kendi dışındaki ülkelere uyguladığı ortak gümrük tarifesi ile eşitlemeyi (yani düşürmeyi) kabul etti. Bu yüzden dış dünyaya açılabilen sınırlı sayıdaki ihraç ürünümüz korumasız kaldı. * 1 Ocak 1996'da yürürlüğe giren Gümrük Birliği döneminin ilk 11 ayında Hazine'nin vergi ve fon kaybı 2 milyar dolara, dış ticaret açığı bir yıl içinde 20 milyar dolara yaklaştı. Bu açık, o güne kadar Cumhuriyet tarihinin bir yıl içinde gördüğü en büyük dış ticaret açığıydı. * Dış ticaret açığı, Gümrük Birliği uygulamalarından sonra gerçek bir patlama yaşadı. 1996 yılında 19.6, 1997 yılında 21.2, 1998 yılında 21, 2000 yılında ise tam 27.2 milyar dolar oldu. Dış ticaret dengelerinin ithalat lehine bozulması yüzünden yerli üretim zora girdi. * DİE'nin verilerine göre ihracatın ithalatı karşılama oranı 1950 yılında yüzde 92.2 iken bu oran 1960'ta yüzde 68.6, 1970'te yüzde 62.1, 1980'de yüzde 62, 1990'da yüzde 58.1, 1996'da yüzde 54.1, 2000 yılında yüzde 50.6'ya düştü. * Türkiye, 1990-1995 yıllarını kapsayan dönemde ortalama olarak yılda 25.8 milyar dolarlık ithalat yapıyordu. Bu ithalat, Gümrük Birliği'nden sonra 5 yıl içinde yıllık ortalama 46.8 milyar dolara çıktı. Özetlersek, Türkiye, GB Anlaşması'yla organlarında yer almadığı, bu nedenle kararlarında söz sahibi olmadığı bir dış örgütün aldığı bütün kararlara uymayı önceden taahhüt etmiştir. Türkiye'nin karşı oy verme, kabul etmeme ya da erteleme gibi hakları yoktur. Türkiye, AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı veya yapacağı bütün anlaşmaları kabul etmiştir. (16. ve 55. maddeler) Türkiye, GB Anlaşması'yla herhangi bir dünya ülkesiyle AB'nin bilgi ve onayı dışında ticari anlaşma yapmamayı kabul etmiş, yapması durumunda AB'ye bu anlaşmayı engelleme yetkisi vermiştir. (56. madde) Türkiye, GB Anlaşması'yla AB Adalet Divanı'nın bütün hukuki kararlarına tam olarak uymayı önceden kabul etmiştir. (64. madde)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.