Şer odakları düğmeye bastı ve terör yine hortladı. Yine yürekleri dağlayan cenaze törenleri... Yine yetim kalan yavruların hıçkırıkları... Yine dul kalan eşlerin, evlatlarını yitiren ana babaların feryatları... Hafızalarımızı tazeleyelim... 1984 yılından 2001 tarihine kadar, terör ülkeyi kasıp kavurmuştu. Bu zaman dilimi içinde 6 bin 751 silahlı saldırı, 8 bin 581 güvenlik kuvvetleriyle çatışma, 3 bin 519 bombalama, 411 gasp, bin 76 yol kesip adam kaçırma olayı gerçekleşmişti. Ve bu olaylar sonucunda, dile kolay yaklaşık 40 bin kişi hayatını kaybetmişti. Binlerce insanımız da sakat kalmıştı. Neredeyse Kurtuluş Savaşı'nda kaybettiğimiz Mehmetçik kadarı, terör olaylarında şehit olmuştu. Yeniden kâbus 2 yıllık bir aradan sonra bela, yeniden geri döneceğinin güçlü sinyallerini vermeye başladı. Yeniden panik ve yeniden telaş... "Aman dikkat!" gibi sade suya tirit uyarıların hiçbir anlamı yoktur. Terörün nedenleri, özellikle ekonomik nedenler, mücadele yöntemleri listesinin başına konulmaz ise sorun asla çözülmez. Bakın, ABD'de 72 çeşit millet yaşıyor. Hepsinin dili, dini, kültürü farklı... Ama, ABD Ulusal Marşı çalındığında, hepsi elini kalbinin üzerine koyarak, büyük bir saygıyla dinliyor. Peki neden? Çünkü karınları doyuyor. Gelecek kaygısı yok... Eğitim imkânları müthiş. İşsizlik oranları çok düşük. Enflasyon neredeyse sıfır. Kişi başına düşen milli gelir 30 bin dolara dayanmış... Çözüm belli Açlık, sefalet, yolsuzluk, cehalet, vurgun ve hortumun kol gezdiği bir ülkede, Mehmetçiği dağa, ovaya, sınır ötelerine salarak terörün önünü alamazsınız. Güvenlik güçlerimiz büyük bir özveri ile mücadelesini sürdürüyor. Ama terörü toptan bitirmek mümkün olmuyor. Sivrisinekleri öldürmekten öte, bataklığın kurutulması şarttır. Bu nedenle terör örgütlerinin insan kaynakları olan bölgelerin, cehalet ve yoksulluktan kurtarılması gerekiyor. Türkiye, terörle mücadele için 100 milyar dolardan fazla harcadı. Bu paranın Doğu ve Güneydoğu'nun kalkınması için kullanıldığını düşünün. Bölge ihya olur... Yüzlerce, fabrika, okul, hastane, sağlık ocağı, sinema, tiyatro vs. yapılır. Tarım ve hayvancılığın teşviki için büyük kaynaklar aktarılır. On yıllardır ihmal edilen bu bölgenin kalkınması ile de vatandaş devleti ile barışık hale gelir. Kanlı terör örgütleri, halk tarafından dışlanır. Ancak bugün gelinen noktada terör, güvenlik güçleri ile teröristler arasında kilitlenip kalmıştır. Bu kilidin tek anahtarı, bölgesel ekonomik kalkınma seferberliğidir. Aksi halde terör daha çok can yakar...