Türkiye'de Çin mallarının girmediği sektör kalmadı. 30 sektör Çin mallarının istilası altında... ATO olarak yaptığımız araştırmaya göre, yurda kaçak giren Çin malları yüzünden milyonlarca dolar vergi kaybı doğuyor, binlerce kişi işsiz kalıyor. Çin malları konusunda Şubat 2003'te bir araştırma yapmıştık. O günden bugüne Çin istilası durmak şöyle dursun daha da yayıldı. Mevcut durumu tesbit etmek için bir araştırma daha yaptık. Araştırmaya göre piyasadaki her 100 oyuncağın 95'i, 100 armatürün 76'sı, 100 gözlüğün 45'i, 100 halının 25'i, 100 klimanın 50'si Çin malı... Çin firmalarının devlet destekli olması, sendikal hakların yokluğu, düşük ücret, düşük vergi, marka hırsızlığı ve kopyalama gibi önemli haksız rekabet unsurlarının varlığı Çin mallarının maliyetini düşürüyor, fiyat cazibesi oluşturuyor. Örneğin 1.8 dolara bisiklet ithal etmek mümkün. Tonu 200 dolardan seramik ürünleri ithalatı yapılabiliyor. Aynı seramik hammaddesinin ton fiyatı Türkiye'de 600-800 dolar arasında değişiyor. Ucuz ama Çin mallarında kaliteden ve dayanıklılıktan sözetmek mümkün değil. Bu yüzden Çin malı almanın astarı yüzünden pahalı geliyor. Hem vatandaş hem de devlet bu işten zararlı çıkıyor. İkiye katlandı Çin mallarının Türkiye'ye girişi kilitlerle başladı. Bugün bisikletten seramiğe, hacı çantasından elektronik eşyaya kadar Türk mallarının yerini Çin malları aldı. Yerli sanayi tehdit altında... 2002 yılında Çin'den yapılan 1 milyar 125 milyon dolarlık ithalat, 2003 yılının ilk altı ayında bir patlamaya dönüşerek 1 milyar 37 milyon dolara ulaştı. Yıl sonunda bu rakamın 2 milyar dolara çıkması bekleniyor. Özellikle KOBİ'ler tarafından yapılan ithalatta düşük fatura kullanımı, açıktan ödeme ve benzeri yöntemler kullanılıyor. Dolayısıyla gerçek ithalat rakamının resmi rakamların çok üzerinde olduğu sıkça vurgulanıyor. İthalatta mal bildirimi doğru yapılmayarak, olduğundan az gösteriliyor. Türkiye'ye kaçak olarak giren Çin malları da hesaba katıldığında Çin istilasının Türkiye'ye yıllık maliyeti 5 milyar doları buluyor. İthal edilen kalemlere bakıldığında elektrikli makine ve cihazlar, nükleer reaktörler, kazan, makine ve cihazlar, mineral yakıtlar, yağlar, mumlar, pamuk, organik kimyasallar, optik fotoğraf, sinema, oyuncaklar, aydınlatma lambaları, deri eşya, saraciye, seyahat çantası başı çekiyor. Örneğin oyuncak sektöründe bu yılın başında % 80 olan payı yüzde 95'e çıktı. İnşaat malzemeleri sektörünün yüzde 20'sini Çin malları ele geçirmiş durumda. Bu yılın başında vanaların ve armatürlerin % 25'i Çin malıyken şimdi bu oran yüzde 76'ya çıkmış durumda. Hırdavatta oran % 25'ten yüzde 40'a çıktı. Yıl başında pazar payı % 15 olan el aletlerinden sonra ithal edilen mallar listesine teknik makine ve aksamı da eklendi. Kimyevi madde, boya ve yan sanayi sektöründeki payı % 10'dan yüzde 40'a yükseldi. Halı ve mobilya piyasasındaki payı % 15'ten yüzde 25'e çıktı. Elektrikli cihaz ve malzemede marka sahteciliği had safhada. Bu sektörde Çin mallarının oranı, yıl başına göre % 20'den yüzde 60'a yükseldi. Zaman saatleri ve termostatlarda oran yüzde 70'i buluyor. Bu sektörde çok sayıda üretici firma kapanmış durumda. Fotoğraf malzemeleri sektöründeki payı % 25'ten yüzde 40'a, motorlu taşıt ve yedek parça sektöründeki payı % 2'den yüzde 5'e yükseldi. Kırtasiyede, Çin'den ithal edilmeyen malzeme yok denecek kadar az. Marka sahteciliğinin en çok görüldüğü sektörlerin başında geliyor. Sektördeki payı % 30'dan 45'e yükseldi. Tehlike büyüyor Çin mallarının istilasından tüm dünya ülkeleri gibi Türkiye de nasibini aldı. Ancak üretim maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle en fazla etkilenen ülkelerden biriyiz. Türk firmaları maliyet düşürmek için Çin'de fason imalat yaptırma yoluna gidiyor. Çin mallarının istilasına karşı Çin Seddi kurmazsak çökeceğiz. Amerika ve Avrupa ekonomileri bile Çin malları istilası karşısında diz çöktü. Şimdi sırada demir çelik, mermer ve kimya sanayii var. Üretim maliyetleri düşürülmezse, Türk firmaları yerle bir olacak. Ekonomik alanda Türkiye'ye kadar uzanan Çin Seddi ancak ve ancak üretim maliyetlerinin düşürülmesiyle yıkılabilir. Türk limanlarına yanaşan Çin mallarıyla dolu her bir gemi, Türkiye'de bir fabrika kapatmaktadır. Zaman zaman vergisiz ve yasa dışı yollarla da Türkiye'ye giren Çin malları, vergi yönünden de büyük kayıplara yol açmaktadır. Hükümet bu istilayı koruma duvarlarıyla durdurmalıdır.