Ekonomik işgal!..

A -
A +

Hatırlar mısınız 15-20 yıl öncesine kadar ünlü bir sözümüz vardı. Milli bir slogan halini almıştı. Derdik ki: "Türkiye, kendi kendine yeten 7 ülkeden biri..." Nasıl da kulağa hoş gelir, nasıl da böbürlenirdik. Kendimizi güvende hissederdik. Yani tarım ve hayvancılıkta dünyayla tüm bağımız kopsa bile hiçbir sorun yaşamayacaktık. 1990'lı yılların başına kadar hüküm süren "Soğuk Savaş" döneminde, Türkiye için şüphesiz çok büyük önem arzediyordu bu sözün içeriği... Öyle ya, bir kriz veya savaş durumunda aç kalmayacaktık. Geldik 2000'li yıllara. O sihirli cümlenin içi tamamen boşaldı. Dünya tarımının pazarı haline geldik. Milyarlarca dolarımız tarım ve hayvancılık ithaline harcanmaya başlandı. Çok büyük ölçüde dışarıya bağımlıydık artık... Bu kadar da olmaz Beni derinden üzen ve endişelendiren bu sorunun nedenleri üzerine kafa patlatmak için, Tarım Bakanımız sayın Sami Güçlü ile bir araya geldik. Bakan Güçlü, açık yüreklilikle hem sorunları hem de çözümleri sıraladı. Sorunlar dağ gibiydi. Yalnızca birini gündeme getireyim de sizin de kanınız donsun. Sayın Bakanımızın dediğine göre, 5 yıl öncesine kadar sebze tohumu konusunda yüzde yüz dışarıya bağımlıymışız. Yani sebze tohumunun yüzde yüzünü dışarıdan ithal etmekteymişiz. Şimdi bu oran yüzde 90'a düşmüş. 24 firma ve 5 üniversite, sebze tohumu üretimi için nihayet üretime geçmiş. Bu proje için Bakanlık, 7 trilyon lira ayırmış. Hedef 4 yıl sonrası, sebze tohumunda dışarıya bağımlılık oranını yüzde 70-80'lere çekmekmiş. Yalnızca bu örnek bile içine düşürüldüğümüz perişanlığı anlatmaya yetip de artıyor bile... "Güçlü" Projeler Sayın Güçlü, tarım ve hayvancılığımızı bataktan kurtarmak için onlarca proje sıraladı. Konuya çok hakim. Popülizmden çok uzak, ülkeye hizmet eksenli projelerden çok etkilendim. Heyecanı ve kararlılığı bana büyük umut verdi. Başarılı olması en içten dileğimdir. Bu projelerin hayata geçirilmesi için insan üstü bir gayrete de ihtiyaç yok. Az bir şey basiret sahibi tüm yönetimlerin ve yöneticilerin altından kalkabileceği projeler... Ama şu geldiğimiz noktaya bakın. Ne kadar acıdır ki, güzelim memleketin zenginliklerini kendi ellerimizle heba ediyoruz. Aptallık mı, aymazlık mı, ihanet mi ne derseniz deyin her alanda dışarıya bağımlı haldeyiz. Ekonomik işgal altındayız. Ve de bugün 13 Eylül... 83 yıl önce bugün, düşman işgalinden kurtulmak için başlatılan Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın en kritik günüydü. O gün Türk askeri, Sakarya Meydan Muharebesi'ni kazanarak, işgalin hızını tamamen kesmişti. Mehmetçik, bağımsız ve müreffeh Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atmak için canını, malını feda etmişti. Şimdi ise o kahramanların kemiklerini sızlatmak için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.