Küreselleşmenin ideologlarından John Naisbitt şöyle diyor: "Büyük şirketlerin özerk ve küçük ünitelere bölünerek daha iyi çalışabileceklerini görüyoruz. Aynı durum ülkeler için de geçerlidir. Eğer dünyayı tek pazarlı bir dünya haline getireceksek, parçaları küçük olmalı." Bu sözlerin üzerini kazıyınca, altından bence şu amaç çıkıyor: "Gelişmiş ülkeler, az gelişmiş ülkeleri tamamen dümen suyuna sokmakta zorlanıyor.. Bu nedenle yeterince sömüremiyor. Eğer az gelişmiş ülkelerin ulus devlet yapıları tamamen kırılırsa, çok daha korunmasız bir pazar haline getirilir." ??? Batı, Naisbitt'in dediğini uyguluyor ama kendine değil... Kendi devlet yapılarını sürekli geliştirip güçlendirirken, bizim gibi geri kalmış ülkelerin devletlerini etkisiz kılmak için her yola başvuruyor. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, azınlık haklarının tanınması, özerklik verilmesi, federasyon modeli vs. gibi ulus devleti güçsüz kılacak tüm argümanları, çarpıtarak azgelişmiş ülkelerin gündemine sokuyor. Ancak kendi üniter yapılarından ve kültürel bütünlüklerinden asla taviz vermiyorlar. Kendi ülkelerindeki en küçük ayrılıkçı oluşuma karşı demir yumruk oluyorlar. ??? Geçtiğimiz hafta Hürriyet Gazetesi'nde çıkan fotoğraflar, her şeyi açıkça ortaya koyuyor. Fotoğraf karelerinde, eğitim sistemini protesto eden öğrencileri acımasızca tekmeleyen Fransız ve Alman polisler vardı. Ama aynı Batı, Dünya Kadınlar Günü'nde Türk polisinin göstericilerden bazılarını dövmesi üzerine, dünyayı ayağa kaldırmıştı. ??? Yanlış anlaşılmasın, "Onlar dövüyor biz de dövelim" demiyorum. Türkiye'deki Kadınlar Günü yürüyüşüne katılanların dövülmesini ben de kınıyorum. Benim anlatmak istediğim Batı'nın ikiyüzlülüğü. Biz tabii ki demokrasimizi, insan haklarımızı Batı'dan çok daha ilerilere taşıyalım. Ama bunu yaparken de huzurumuzu, birliğimizi ve beraberliğimizi korumak için çıkartılan kanunlarımızı asla çiğnetmeyelim. Bakın bizde her gün en az birkaç öğrenci gösterisi olur. Çoğu terörist örgütlerin kontrolünde gerçekleşir. Attıkları sloganların, taşıdıkları pankartların öğrenci sorunu ile hiçbir alakası yoktur. Camları çerçeveleri aşağı indirirler. Arabaları yakarlar. Devlet binalarını tahrip ederler. Trafiği felç ederler. Polisin kafasını gözünü yararlar. Eğer yakalanan gösterici de olursa, ifadeleri alındıktan sonra savcılıkça salıverilirler. Niye? İkiyüzlü Batı üzerimize gelir diye. Terör örgütleri de bunu iyi bildikleri için bölücü-yıkıcı faaliyetlerini ve propagandalarını fütursuzca yerine getirirler. ??? SON SÖZ: Özgürlük kanunsuzluk demek değildir.