IMF'nin uslu çocuğu: Türkiye

A -
A +

2005 yılının sonlarında IMF'ye en çok borcu olan Brezilya, bir daha IMF'den borç alınmayacağını ve borçların en kısa sürede kapatılacağını açıklamıştı. Tabii bu açıklama IMF'de şok etkisi yapmıştı. Çünkü yolunan kazın en büyüğü ellerinden uçup gidecekti. "Çalışanlarımızın maaşını ödeyemeyiz" paniği bile yaşadılar. Ancak, IMF'nin yolduğu ikinci büyük kaz yani Türkiye ise teslimiyetçi tutumunu ısrarla sürdürüyor. Brezilya'nın IMF'ye borcu 15.5 milyar dolar civarında. Türkiye'nin ise 15 milyar dolar olduğu söyleniyor. Bir yandan da Hazine'mizde 50 milyar dolar olduğuyla övünüyoruz. Bu ne yaman çelişki... *** Üstüne basa basa söylüyorum. IMF, ABD'nin güdümündeki uluslararası bir tefeci kuruluşudur. Bakın, IMF'nin bazı ortaklarına ve karar mekanizmalarındaki oy ağırlıklarına... İşte tablo: Ülkeler Oy ağırlıkları ABD 17.08 Almanya 5.99 Fransa 4.95 İngiltere 4.95 İtalya 3.25 Hollanda 2.28 Belçika 2.13 TÜRKİYE 0.45 *** Türkiye'nin oy ağırlığı, ABD'nin kırkta biri civarında. En çok borçlu olan biziz. En çok faizi biz ödüyoruz. Adamlar sayemizde ekmek yiyor. Ama iş oy vermeye gelince, dış kapının mandalı muamelesi görüyoruz. *** IMF Başkan Yardımcılığı da yapan, Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, "Küreselleşme-Büyük Hayal Kırıklığı" kitabında şöyle diyor: * Dünya Bankası'nda, IMF'de ve Dünya Ticaret Örgütü'nde kararlar, çoğu zaman ideolojik ve politik nedenlerle alınır. * IMF'nin başkanı Avrupalı, Dünya Bankası'nın başkanı ABD'li olur. Kapalı kapılar ardında seçilirler. * Başkanların kredi verdikleri ülkelerle ilgili herhangi bir tecrübe sahibi olması, bir ön şart olarak görülmez. * IMF ve Dünya Bankası, G-7 ülkelerinin hazine ve maliye bakanları tarafından yönetilir. Alternatif stratejiler tartışmaya açılmaz. * G-7 ülkelerinin maliye bakanları ve merkez bankası yönetecileri IMF'de, ticaret bakanları ise Dünya Ticaret Örgütü'nde kararları alırlar. Bu bakanların hepsi, kendi ülkeleri içindeki belirli seçmenlere sıkı sıkıya bağlıdır. *** Acaba diyorum, Türkiye IMF'ye verdiği haracı keserse, ABD'den sert tepki gelir diye mi korkuluyor? Yoksa, borcunuzu ödeyecek paraya sahipseniz, niye durduk yere faiz ödeyesiniz? Bunun mantığını bir anlatsalar da biz de bilsek...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.