Ekonomi politikaları, seçim kampanyası boyunca ve seçimden hemen sonra Türkiye'nin en önemli gündem maddesi olmaya devam edecek. Bir-ikisi dışında siyasi parti liderlerinin söylemlerindeki benzerliğe dikkatinizi çekmek istiyorum. Liderler, IMF'nin dikte ettirdiği programın uygulanması konusunda hemfikir görünüyorlar. Türkiye'nin kendi kaynaklarından söz eden yok. "Halkı IMF'ye ezdirmeyeceğiz" diyenler hemen arkasından ekliyorlar: "IMF programını kararlılıkla uygulayacağız." Hem IMF programı uygulamak, hem de halkı ezdirmemek mümkün değildir. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, geçenlerde bir TV kanalındaki konuşmasında, Türkiye'deki 12 milyon ailenin neredeyse yarısının icralık olduğunu söyledi. Kötü yönetimler ve ardından gelen IMF politikaları, Türkiye'de orta halli aile bırakmadı. Türkiye, "evsizler" kavramıyla tanışmaya başladı. Kirasını ödeyemediği için evinden atılan ve çoluk çocuk parklarda yatıp kalkan aile sayısı yabana atılmayacak kadar çok. Cebindeki 7 milyon lira ile ay sonunu nasıl getireceğini düşünenler, zaruretten gündelikçiliğe başlayan ev hanımları... Yatırımı ve üretimi kısan, istihdamın önünü tıkayan, tek derdi borçların geri ödenmesini sağlamak olan IMF politikalarıyla bu manzarayı değiştiremeyiz. IMF politikalarının uygulandığı Tanzanya'nın eski Devlet Başkanı Julius Nyerere'e kulak verelim: "Borçlarımızı ödemek için çocuklarımızı açlıktan öldürmemiz mi gerekiyor? Şimdi bu sorunun cevabı pratikte verilmiş durumdadır. Ve cevap 'evet'tir. Geçen üç yılda dünyanın yüzbinlerce çocuğu ülkelerin borçlarını ödeyebilmek için canlarını verdiler ve halen milyonlarcası da yetersiz beslenme sonucunda çelimsiz vücutları ve zayıf zihinleri ile faiz ödemeye devam ediyor." ABD'li Ekonomi Profesörü Paul Krugman, "IMF'den en son bekleyeceğiniz şey merhamettir" diyor. Dünya Bankası eski Baş Ekonomisti ve Nobel Ekonomi Ödülü sahibi iktisatçı Joseph Stiglitz, "IMF, halkların ve ulusların çıkarlarını düşünmüyor, temsil de etmiyor. O yalnızca banka kesiminin çıkarlarını hesaplıyor. Başlıca saplantısı ise açılmış kredilerin ödeme güvenliği" diyor. Nobel Ekonomi Ödülü sahibi İngiliz İktisat Profesörü Milton Friedman ise "IMF bana göre zararlı bir kurumdur. Gelişmekte olan ülkelere verdiği tavsiyelerin büyük kısmının kötü öneriler olması dikkat çekicidir. Ödemeler dengesi takıntısı içindeki fon yönetimi, hükümetleri vergileri artırmaya zorluyor. Halbuki büyümeye zorlasa bütçe sorunları rahatlıkla aşılır. Kamu harcamalarının azaltılmasını bile yeni akıl eden bu kurumun insanlığa verdiği zararın boyutlarını doğrusu ben bile tahmin edemiyorum" yorumunu yapıyor. Fransız yazar Roger Garaudy, IMF'nin fonksiyonunun, gelişmekte olan ülkelerin ABD'ye olan bağımlılığını arttırmak olduğunu söylüyor. Daha pek çok örnek verilebilir. Dünyanın ünlü iktisatçılarının sözlerinin doğruluğunu test etmek için IMF programı uygulanan ülkelere bir bakmak yeterlidir. Zararın neresinden dönersek kârdır.