Katliamın düşündürdükleri...

A -
A +

Danıştay katliamı için çok yazıldı çizildi, dahası da gelecek. İşin siyasi ve ideolojik tarafına direksiyon kırmak istemiyorum. Çünkü her kafadan bir ses çıkıyor. Soruşturma ve yargı aşamasında her şey belli olsun, tabii ki diyeceklerimiz olacak. Şimdilik, olayda yaşanan güvenlik zafiyetinden yola çıkarak, bir genel durum değerlendirmesi yapmak istiyorum. Ne yazık ki Türkiye, çok büyük bir asayiş zaafı yaşıyor. Anneler babalar, çocuklarının kazasız belasız okuldan eve döneceği saati iple çekiyor. Kentin en merkezi yerinde yürürken bile, çantalarımıza, cüzdanlarımıza sımsıkı sarılıyoruz. Bankamatikten para çekerken, defalarca birileri var mı yok mu diye sağa sola bakıyoruz! Hırsız alarmı olduğu halde arabalarımızın direksiyonunu zincirle pedallara bağlıyoruz. Kadınlarımız, yolunun üzerindeki işlek bir parktan geçerken bile tacize uğramaktan korkuyor. En üst kattaki evlerin pencere ve balkonları, hırsızlığa karşı demir kafeslerle örülüyor. Arabalardaki değerli eşyalar koltuk altlarına, bagajlara saklanıyor. İş adamı, haraca bağlanacağı günü endişe ile bekliyor. Haydutlar suç işlemek için, vatandaş korunmak için silahlanıyor. Çantalarımızda ceplerimizde, bayıltıcı spreyler, küçük çakılar, el tabancaları... Arabalarımızın koltuk altlarında levyeler, bowling sopaları... Niye?.. - Cumhuriyetin 83 yıllık tarihi boyunca 48 af çıktı. Avrupa Birliği ülkelerinin tamamındaki af sayısı, bizimkinin yarısı bile etmez. - Adam 100 gün ceza alıyor, ama ceza infaz yasası nedeniyle 40 gün yatıyor. - Zaman aşımı dolaylı bir af gibi işledi. Yüce Divan'da bile suçun sabit olduğu, ancak zaman aşımının devreye girdiği görüldü. - Cezaların caydırıcılık vasfı ortadan kalktı. - Ahlaki değerlerde erozyon yaşandı. Allah, kul, toplum korkusu kalmadı. - İşsizlik en büyük sorun. - Göç olgusu ayrı bir dert. - Çocuk suçlu yaşı 15'ten 18'e çıktığı için, çocuk suçluluğu patladı. - Ayrıca aileler, çocukları ile ilgilenmiyorlar. "Saldım çayıra Mevlam kayıra" durumu söz konusu. *** Yargı dünyamıza başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Ancak katillere lanet okumakla iş bitmiyor. Devlet, kadifeye sarılmış çelik yumruk olmalı. En önemlisi de, "senin katilin kötü, benim katilim iyi" anlayışının kökü, toplumun her kesiminin zihninden acilen kazınmalı. Aksi halde Türkiye'yi çok kötü günler bekler...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.