Önce başlığın ne anlama geldiğine bakalım. Kaynayan kurbağa teorisi şudur: Kurbağayı kaynar suyla dolu bir kaba attığınızda elbette dışarı çıkmak için çaba harcayacak ve belki de sıçrayarak kurtulacak. Ama kurbağayı ılık bir tencere suya koyarsanız orada sakin bir şekilde keyif çatacaktır. Sonra suyu yavaş yavaş ısıtmaya başladığınızda, kurbağa sanki sıcak bir banyodaymış gibi hissedecek ancak bir süre sonra, yüzünde bir gülümsemeyle kendini kaynayarak ölüme bırakacaktır. *** Durumumuz aynen böyle. Eğer acilen sıçrayamazsak, Türkiye'nin geleceğinde, "kaynayan kurbağa"nın akıbeti yatmaktadır. Öngörümüze bir örnek verelim. 1996 yılının Haziran ayında yapılan HADEP Kongresi'nde, Türk bayrağı indirilip yerine PKK sembolü ve Apo posteri asılmıştı. Tüm Türkiye'de infial yaşanmış, müthiş bir tepki gelmişti. Vatanseverler Anıtkabir'e koşmuş ve ziyaretçi rekorları kırılmıştı. Bayrağı indiren "sözde vatandaş" ise yakalanmış ve yirmi küsur yıl hapse mahkum olmuştu. O günlerde bu tepkileri görerek, "Çok şükür bu vatan hâlâ sahipsiz değil" demiştik. *** Ama yanılmışız. Artık bayrak indirilmiyor. Artık bayrak yakılıyor. "Demokratik Konfederalizm" pankartları asılarak, Kuzey Irak'la birleşme çağrıları yapılıyor. Yani Erzincan'a Sivas'a kadar uzanan vatan parçası Kürdistan olarak açıkça dile getiriliyor. Bu mitingin üzerinden iki gün geçiyor. Kimsede tıs yok. Devletin üzerine ölü toprağı serilmiş. Ta ki asker tepkisini ortaya koyuyor, ondan sonra bayrağımıza sahip çıkmayı onu yakmak isteyenleri yakalamayı akıl ediyoruz. Ve de işin en acısı, bayrağın yakılmasını engelleyen polisi ödüllendiriyoruz. Sanki savaştayız ve bu polisimiz de bayrağımızın düşman eline geçmesini önlemiş. Ya, bu bayrak, bu vatanın!!! Ve bu bayrağı, nüfus kağıdında "vatandaş" yazan herkes korumak zorunda. Ama artık görüyoruz ki, "sahte vatandaşlar" işgal etmiş memleketi. *** İşte bunun için kaynayan kurbağa örneğini verdim. Bundan birkaç yıl önce Türk bayrağının yakılacağı aklınıza gelir miydi? Bunu söyleyeni akıl hastanesine kapatırlardı. Ama şimdi neredeyse vakayı adiyeden sayılacak. Çünkü yavaş yavaş alıştırdılar. Arkasına gizlendikleri "Avrupa Birliği kalkanı" ile adım adım cephe genişlettiler. Hiç farkına varmadık. Durum vahim. Kaynayıp gitmek üzereyiz... ??? SON SÖZ: Bayrağını yaktığın devletten payına hak değil, patak çıkar.