Ekonomik krizle birlikte Türkiye'nin kanayan bir yarası haline gelen kredi kartları konusunda, Ankara Ticaret Odası olarak yaptığımız girişimler sevindirici sonuçlar vermeye başladı. Konu, ilk Bakanlar Kurulu toplantısında hükümetin gündemine gelecek. ATO Yönetim Kurulu olarak geçtiğimiz cuma günü Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'e yaptığımız ziyarette sorunu bir kez daha dile getirdik. Memura yüzde 10 zam yapılmasının düşünüldüğü, enflasyonun yüzde 32 olduğu bir ortamda, kredi kartlarına bir aylık gecikme durumunda uygulanan yüzde 118 gecikme faizinin ve yüzde 375'lere ulaşan temerrüt faizinin akla, vicdana, hukuka sığmadığını ifade ettik. Bakan Şener, konuyu duyunca hayrete düştü ve önümüzdeki hafta yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısının gündemine getirme sözü verdi. Gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve keyfi uygulamalara son verilmesi konusunda da kendisinden söz aldık. Bu arada, çağrıda bulunduğumuz 19 bankadan Vakıfbank, Şekerbank, Yapı Kredi Bankası, Akbank, Garanti Bankası ve Halk Bankası, "temerrüt faizini" kaldıracakları cevabını verdiler. Kriz nedeniyle yoksullaşan halkımız, zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kredi kartlarına yüklenmek zorunda kaldı. 1 milyon 110 bin kişi kredi kartı borçları nedeniyle icra takibinde bulunuyor. Enflasyonun % 32.8, borçlanma faizlerinin % 45 olduğu bir ortamda bankalar, vergi ve masraflar hariç yıllık % 102 kredi kartı faizi ve borcunu ödeyemez duruma düşen tüketiciye % 375'lere varan oranlarda temerrüt faizi uyguluyor. Vergi ve masraflarıyla birlikte tüketiciye yüzde 118 olarak yansıyan kredi kartı faizleri enflasyonun 4 katına, borçlanma faizlerinin 2.5 katına yaklaştı. Uzun lafın kısası, "kredi kartı faizlerinin belirlenmesinde hiçbir kural ve sınır tanınmıyor." 1 milyar lira kredi kartı borcu bulunan ve her ay asgari ödeme yapan bir vatandaş, bu borcu ancak 38 ayda bitirebiliyor. Bankalar, hesap kesim tarihi ile son ödeme tarihi arasındaki dönemde de borcun tamamına faiz yürütüyor. Yüksek faizler sonucu biriken borcun ödenememesi halinde her banka değişik oranlarda temerrüt faizi uyguluyor. Alacaklarını tahsil etmek için icra ve haciz yoluna giden bankalar, vatandaşın evindeki klozet kapağına, tuvalet kağıtlığına, gazlı beze, saç boyasına, jöleye, kapı koluna, çamaşır suyuna, bulaşık deterjanına, çimentoya, zifte, çocuk bornozuna hatta bir paket makarnaya varıncaya kadar alıyor. Pek çok vatandaşımız da cezaevine konuluyor. Kredi kartı borcunu ödeyemez duruma düşen vatandaşlar bankalardan köşe bucak kaçıyor. Bankalarla borçlular arasında tam bir kovalamaca yaşanıyor. Kredi kartı sorununun çok uzak olmayan bir gelecekte sosyal bir faciaya dönüşeceği endişesiyle yaptığımız çağrıların somut sonuçlar vermesini diliyoruz. Hükümetimiz bu konuda gerekli adımları atmalıdır. 1 milyon 110 bin kişinin gözü kulağı hükümetin yapacağı düzenlemededir.