Kazancından fazla harcama hastalığımız nedeniyle hem ülke, hem vatandaş perişan oluyor. Üreten değil, plansız-hesapsız, çılgınca tüketen toplum haline geldik. Hem devlet, hem vatandaş olarak sürekli borçlanıyoruz. Borçlandıkça da faiz batağına gömülüyoruz. Sözü, kredi kartlarına getirmek istiyorum. Çünkü, milyonlarca insanımız, içine düştüğü kredi kartı tuzağından kurtulmak için çaresizce çırpınıyor. Peki, bu tuzağa nasıl düştük? Sokaklar, pazarlar, alışveriş merkezleri, kredi kartı avcılarından geçilmez oldu. Peynir-ekmek satar gibi kredi kartı pazarlandı. Kredi kartı kullanıcısı kaç lira kazanır, hangi işte çalışır, ödeme gücü nedir soruları hiç dikkate alınmadı. Ayrıca, posta ve kargo şirketleri aracılığıyla çuval çuval kredi kartı dağıtıldı. Bugün 23 milyon kredi kartı kullanımda. Ama bu kartları 8 milyon kişi kullanıyor. Aylık geliri 1 milyar olan vatandaşın cebinde, limitleri 5-10 milyarları bulan kredi kartları var. Bilinçsizce yapılan harcamalar nedeniyle de kredi kartları faturaları, kâbus haline geldi. Vatandaş kredi kartı borcunu, başka bir kredi kartı ile öder hale geldi. Borçlar nedeniyle, insanlar bunalıma girdi, intihar edenler oldu, aileler dağıldı, körpecik yavrular ortada kaldı. Evlere, iş yerlerine, maaşlara haciz yağdı. Ne yapılmalı? Yanlış anlaşılmasın, kredi kartına, kökten bir reddetme anlayışıyla yaklaşmıyorum. Tam tersine, kredi kartının bilinçli kullanılması halinde, ekonomiye saymakla bitmeyecek katkıları var. Kredi kartı, özellikle kayıt dışılığın önüne geçilmesinde çok önemli bir enstrüman. Eleştirilerimizin temel noktası, bankaların uyguladıkları yüksek faiz, ödeme gücü üzerinde limit ve ödeme gücü olmayanlara birden fazla kart verilmesidir. Ayrıca, 50 katrilyon liralık bir paranın döndüğü bu sektörün yasası bile yok. Bu amaçla, 24 maddelik bir öneri paketi hazırlayıp, hükümete ilettik. Önerilerimizin önemli bir bölümü, BDDK tarafından hazırlanan taslakta yer aldı. Ancak taslak yeterli değil. Kredi kartıyla taksitlendirme işlemi akaryakıt, gıda gibi tüketim maddelerinde kaldırılmalı. Dayanıklı tüketim maddelerinde vade 6 ay ile sınırlandırılmalı. Kredi kartlarında çalınma ve bilgi dışı kullanım hallerini kapsayan ücretsiz bir "sigorta sistemi" zorunlu hale getirilmeli. Bankaların kendiliğinden limit artırmalarının önüne geçilmeli. Bankaların, merkez ya da şubeleri dışındaki yerlerde (alışveriş merkezleri, pazarlar, sokak) kart pazarlanmamalı. Kredi kartlarına uygulanacak faizler, Hazine'nin borçlanma faizinin yüzde 50'sini geçmemeli. Ve gerekli düzenlemeler acilen hayata geçirilmeli. Aksi takdirde, çok daha büyük felaketler bizi bekliyor...