Teröristbaşı Abdullah Öcalan hakkında "örgütü cezaevinden yönettiği" iddiasıyla soruşturma başlatılmış. Günaydın beyler, günaydın... Bu işin görevlilerine söylenecek çok söz var ama, devlete olan saygımız buna engel oluyor. Kızgınlığımın nedenini açıklayayım. Yaklaşık bir yıl önce, danışmanlarım çeşitli konulardaki araştırmalarını sürdürürken müthiş bir bilgiye ulaştılar. PKK'nın internet sitelerinden birinde (tecakonline.com), Öcalan ile avukatlarının görüşmeleri çarşaf çarşaf yer alıyordu. Görüşmelerin içeriklerini okuyunca kanımız donmuştu. Bu cani, sözde avukatları ile sürekli görüşüyordu. Onlardan PKK ve yan kuruluşları ile ilgili her türlü bilgiyi alıyor, emirler, talimatlar yağdırıyordu. Strateji belirliyor, taktikler geliştiriyordu. Kısacası dağda olduğundan çok daha güvenli ve rahat bir şekilde kanlı terör örgütünü yönetiyordu. Bu görüşmelerden birkaçına örnek vereyim: 12 Ağustos 2004: " Öcalan: ...Mesajımı vermek istiyorum. Cezaevinden son çıkanlar (Leyla Zana ve arkadaşlarını kastediyor) Brüksel'de diplomasi yürütsünler. AB'nin Türkiye ile müzakereleri başlarsa Leyla ve grubunun önderliğinde Kürt çevreleri de AB ile paralel müzakere sürecini başlatır. Kürt özgürlüğüne yönelme olursa altı ay sonra çığ gibi gerilla savaşı gelişir." 20 Ekim 2004: Öcalan: "Geçen haftadan kalan aktarımınız neydi, onu alalım." Avukat: "HPG 1 Haziran ile 28 Eylül tarihleri arasındaki savaş bilançosunu açıkladı. Bu tarihler arasında 119 operasyon gerçekleştiği, buna karşı 78 misilleme eyleminin yapıldığını, TSK'nın kaybı 284, gerilla kaybı 49 olduğunu, bu kayıplardan 4'ünün İran ordusu ile girdiği çatışmalarda verildiğini, 45'inin de kuzeyde verildiğini, kayıplar içinde 4'ünün bayan olduğunu açıkladılar. 16 Mart 2005: " Operasyonlar gelişirse gerilla çığ gibi büyür, Kürt gençlerini gerillaya çağırıyorum. Katılımlar var sanırım." 9 Mart 2005: "Mesajlarım olacak, demokratik konfederalizmin ilkelerini vermek istiyorum. Sekiz-on civarı ilkedir, taslak halindedir, tartışılır; sadece Kürtler için değil, dünya ve Orta Doğu için geçerlidir. Bu arada Demokratik Toplum Hareketi var; ne kadar doğru yürüyor." 29 Eyül 2004: "Televizyona kimler katılıyor? Abbas, Cuma ve Karasu katılıyorlar mı? En son kim katıldı? Genellikle neyi tartışıyorlar. Sanırım Cuma'gilin televizyona katılması halka da moral veriyor. " *** Bu görüşmeler aylarca örgütün internet sitesinde yayınlandı. Ben elimden geldiğince ilgili yerleri uyardım, her zeminde dile getirdim, "Bu adam dağda olduğundan daha rahat yönetiyor örgütü" diye... Bir sene geçti... Devlet uyandı... Günaydın ki ne günaydın...